TİLLO İLÇESİ VE ZİYARET BELDESİ (SİT) ALANI İLÂN EDİLMELİ
İlimizin tarihi ve Turistik yöreleri arasında önemli yerleri olan Tillo ilçemiz ile Baykan'a bağlı Ziyaret (VEYSELKARANİ) beldesinin SİT alanı olarak koruma altına alınmaları gerekmektedir.Bu ilçenin (Tillo) ve beldenin (Ziyaret), İNANÇ TURİZMİ açısından
İlimizin tarihi ve Turistik yöreleri arasında önemli yerleri olan Tillo ilçemiz ile Baykan’a bağlı Ziyaret (VEYSELKARANİ) beldesinin SİT alanı olarak koruma altına alınmaları gerekmektedir.
Bu ilçenin (Tillo) ve beldenin (Ziyaret), İNANÇ TURİZMİ açısından önemine vurgu yapan hemşerilerimiz, her iki yörenin de büyük bir ihmal içinde olduklarına dikkatleri çekmekte ve yaşanan tahribatların önüne geçilmesini istemektedirler.
Bilindiği gibi Tillo İlçemiz, Şırnak ve Batman’ın il yapılmalarından sonra 18 Mayıs 1990 tarihinde ilçe statüsüne kavuşturulmuştu. İbrahim Hakkı, İsmail Fakirullah ve Sultan Memduh gibi önemli eserler vermiş büyük zatların mekânı olan ilçenin SİT alanı olarak koruma altına alınması gerektiği inancındayız.
Maalesef, ilçe statüsüne kavuşmasına karşılık, Tillo’da hiçbir hareketlilik ve canlanma gözlemlenmemektedir. İlçede bulunan bir çok tarihi binalar ise bir-bir yıkılmaktadır. Hiç kimselerin bu durumu umursadıkları da yok, gibi.
Baykan’a bağlı ZİYARET ise HAZRET-İ VEYSELKARANİ’NİN türbesinin bulunduğu beldedir. Bu belde, İNANÇ TURİZMİ açısından önem arzederken, gelişmesinin çok sağlıksız olduğu ve mutlak surette SİT ALANI ilân edilerek, gelişigüzel yapılaşmalara müsaade edilmemesi gerektiği ifade edilmekte.
Evet, (TİLLO) ilçemiz ile Baykan’a bağlı ZİYARET (VEYSELKARANİ) beldesinin SİT alanı kapsamına alınmaları konusunun ciddi bir şekilde düşünülmesini ve bu konuda “BADEL HARAB-UL BASRA” deyiminde olduğu gibi geç kalınmamasını tavsiye ediyoruz.
“BEN, BAŞINI BÜKMÜŞTÜM!”
Siirt’te, bir mahalle mescidinin uyanık bir müezzini varmış. Cemaatten, saf birinin hanımına göz dikmiş.
“Nasıl bu adama karısını boşatırım da, alırım”
diye melanetler düşünüyormuş. Bir gün, bu saf kişinin ayakta ve kıbleye doğru, duvarın dibine işediğini görünce hemen yanına gitmiş ve:
-Sen ne yapıyorsun. Kıbleye karşı işedin. Bunun cezası nedir biliyor musun! Hanımın senden boş düştü!
demiş. Saf adam, müezzinin sözlerine inanmış, evine giderek, hanımına durumu anlatmış ve boş düştüğünü söylemiş. Kadının da boşanmaya gönlü olmuş olacak ki, işi uzatmamış:
-Madem BOŞ DÜŞTÜĞÜMÜ söylüyorsun, o zaman üç talakla da boşa, babamın evine gideyim!
demiş.
Adam da denileni yapmış ve kadına:
-Seni üç talakla boşuyorum!
diyerek, evlilik akdini feshetmiş.
Aradan bir süre geçmiş, saf adam bir de bakmış ki, kendisine telkinde bulunan müezzin ile boşandığı kadın evlenmişler.
Kendi kendine
“eyvah ne yaptım!”
demiş. Müezzini takibe almış. Bir gün bakmış ki, müezzin de ayakta, duvarın dibinde işemiyor mu! Hemen yanına gitmiş:
-Karın boş düştü. Kıbleye karşı işiyordun!
demiş.
Müezzin cevap vermiş:
-Sen, benim duruş şeklime bakma! Gerçi, Kıbleye karşı gibi duruyordum amma, başını öbür yana bükmüştüm!
Bakmadan Geçme





