TIP FAKÜLTESİNİ, BATMAN'A MI KAPTIRDIK!

Siirt Üniversitesi için olmazsa olmaz 2 fakülte önerimiz vardı.Bunlardan biri Tıp, diğeri hukuk fakültesiydi.

Siirt Üniversitesi için olmazsa olmaz 2 fakülte önerimiz vardı. Bunlardan biri Tıp, diğeri hukuk fakültesiydi. Tıp ve Hukuk fakülteleri olmayan Üniversiteler, topal ayaklı ördeğe benzerler. Bu iki fakülte, üniversitelerin can damarları hükmündedirler. Siirt Üniversitesinin kurulduğu ilk yıldan itibaren devamlı olarak, bu iki fakültenin eksikliğine dikkatleri çektik. Siyaset erbabından ve üst düzey bürokratlardan konuya ilgi göstermelerini, gerekirse heyetler oluşturarak başta (Eniştemiz) diyerek bağrımıza bastığımız, bugün Cumhurbaşkanlığı Makamında bulunmasına  karınca kararınca katkı sağladığımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilmesini tavsiye ettik. Ne var ki, hiçbir siyaset erbabı ve hiçbir üst düzey bürokrat, ya bu işi kendilerine dert edinmediler, ya da böyle bir girişimde bulunmak cesaretinde bulunmadılar.

Siirt Üniversitesi, Devlet Üniversiteleri arasında 83. sırada. 200-249 puan ağırlıklı üniversiteler arasında yer almakta. Yani, lise düzeyinde bir üniversite de diyebiliriz.

Siirt Üniversitesinin seviyesinin yükselmesi bünyesinde en çok rağbet gören Tıp ve Hukuk Fakültelerinin kurulmasıyla mümkündür. Duyuyoruz ki, bölgemizde yeni kurulması düşünülen Tıp Fakültesi için Batmanlı siyasiler ve bürokratlar ağırlıklarını hissettirmişler. Yani, bizim siyasilerde ve bürokratlarda iş yok demek.

Türkiye'de toplam 82 tıp fakültesi bulunmaktadır. Bunların 60 tanesi devlet, 21 tanesi vakıf üniversitesi bünyesindedir.

Bölgemizde, sadece Diyarbakır’da Dicle Üniversitesine bağlı Tıp Fakültesi vardır.  İkinci bir Tıp Fakültesinin kurulması zarureti çoktan doğmuştur. Batman, Diyarbakır’a yakın olması sebebiyle aslında Siirt’e karşı dezavantajlı olması gerekirken, siyasilerinin ve bürokratlarının Tıp Fakültesi kurulmasında gösterdikleri üstün çabanın netice vermek üzere olduğu belirtiliyor.

Siirt Üniversitesi bünyesinde Tıp Fakültesi kurulması konusunda siyaset erbabını ve üst düzey bürokratları daha girişimci ve aceleci olmaya davet ediyoruz.

“ONU, SİZ SÖYLÜYORSUNUZ!”

Geçmiş yıllarda, Siirt Gazetesinde çıkan bir haberi ihbar kabul eden C. Başsavcısı, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak Ahmet ARITÜRK’ün ifâdesini almak için makamına çağırmış. Bahse konu haberde, bir müteahhidin, kendisine ihale verilmesini sağlaması için bir siyasiye sıfır kilometre taksi verdiği yolundaki söylentilere vurgu yapılıyormuş. Haberin özeti şöyleymiş:

“Şehrimizde, bir müteahhidin, kendisine ihale verdirsin diye, bir siyasiye sıfır kilometre araba hediye ettiği söyleniyor!”

Başsavcı, Ahmet ARITÜRK’e:

-Biz bu haberi ihbar kabul ettik. Haberde bahsedilen müteahhidin ve siyasinin isimlerini ver. Haklarında soruşturma yapacağız

demiş.

Rüşvet alıp verme işi, iki kişi arasında olur. Gerçek olduğu bilinse bile, ispatı zordur. Bunun için

“Rüşvetin belgesi olmaz!”

denilir. Bu bakımdan, olayın gerçek olduğu belli olduğu, hatta, taksiyi veren müteahhit ile taksiyi alan siyasilerin adlarını bildiği halde, ispat edemeyecek olduktan sonra, adlarını vermesi durumunda kendisi suçlu duruma düşecek olduğu için Ahmet Arıtürk, Başsavcıya:

-Ben, sadece söylentileri yazdım. Elimde olayla ilgili ne kanıt var, ne de ispatlayacak bir belge! Bu bakımdan isim veremeyeceğim. Hem zaten, Gazeteci, haberinin kaynağını belirtmek zorunda değildir

diye cevap vermiş.

Bütün zorlamalara karşılık, Ahmet Arıtürk’ün ağzından ne taksiyi veren müteahhidin ve ne de alan siyasinin adlarını alamayan Başsavcının kendisi bu sefer söylenmiş:

-Taksiyi veren müteahhit …….., alan siyasi ………. mı!

İşin doğrusu, Başsavcının verdiği isimler, bu konuda adları dolaşanlarmış. Meğerse, Başsavcıya başka kanallardan aynı haber ulaşmış ama, amacı, dâva açabilmek için bir kanıtmış. Gazete haberini ve Gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürünün ifâdesini delil olarak öne sürecek ve dâvâ açacakmış!

Ahmet Arıtürk, verilen isimlerden Başsavcının da olaydan haberdar olduğunu anlamış ve şu cevabı vermiş:

-Sayın Başsavcım, taksiyi veren müteahhit ile taksiyi alan siyasinin kimliklerini siz söylüyorsunuz, ben değil!

Bakmadan Geçme