- Haberler
- TÜRKİYE'NİN YUMUŞAK KARNI VEYA KARIN AĞRILARI
TÜRKİYE'NİN YUMUŞAK KARNI VEYA KARIN AĞRILARI
(YUMUŞAK KARIN) mecaz olarak kullanılan Türkçe deyimlerdendir.Bir şeyin dile getirilmesinden rahatsızlık duyuyorsak konuşulmamasını, anımsanmamasını istiyorsak işte o konu bizim (YUMUŞAK KARNIMIZ)DIR.
(YUMUŞAK KARIN)
mecaz olarak kullanılan Türkçe deyimlerdendir. Bir şeyin dile getirilmesinden rahatsızlık duyuyorsak konuşulmamasını, anımsanmamasını istiyorsak işte o konu bizim
(YUMUŞAK
KARNIMIZ)DIR.
Bu sadece tekil anlamda da kullanılmaz. Bir kişinin yumuşak karnı sayılacak konular olduğu gibi, bir ailenin, bir topluluğun, hatta bir ülkenin de
YUMUŞAK
KARNI
olarak tabir edilebilecek durumları vardır.
Bu mecaz deyime kuvvet kazandıran bir başka deyim de
(açtırma kutuyu, söyletme
kötüyü)
şeklindedir. Birey olarak, aile olarak, toplum olarak hatta vatan olarak bazı zayıf noktalarımız olabilir. Düşmanlarımız fırsat kollayıp, bu konuları temcit pilavı gibi sık-sık önümüze getirebilirler. Bir anlık mutluluk, bir anlık övgü, bir anlık boş gurur, bir anlık hırs gözümüzü bürüyebilir. Bize çok acı çektirecek, kazanacaklarımızdan çok şey kaybettirecek davranışlara girmemize yol açabilir. Hakkımızda bir şeyler bilen, belki de bizim sır diye sakladıklarımızı bilen biri hakkında söyleyeceğimiz bir söz, bu kişinin bildiklerini herkese söylemesine neden olabilir.
Bunlara benzer bir de
(KARIN AĞRISI)
deyimini kullandığımız olur. Mecazi anlamda biri için
(Karın ağrısı var)
derken, bazı çekinceleri olduğuna vurgu yapılmış oluruz. Bir de
(ALTI ISLAK)
şeklinde dillendirilen bir deyimimiz daha vardır. Hani küçük çocuklar bazen uyurken yataklarına işerler de anneleri onları yataktan kaldırmak isterken, bir türlü kalkmazlar. Çünkü altlarını ıslattıkları ortaya çıkac aktır.
Türkiye Cumhuriyeti olarak bizim de
YUMUŞAK KARNIMIZ,
karın
ağrılarımız
vardır. Bunlardan temcit pilavı gibi yıllardan beri önümüze sürüleni şüphesiz
ERMENİ MESELESİDİR.
1915’li
yıllarda meydana gelen ve haklı gerekçeleri olan bir
TEHCİR OLAYININ
sık-sık
(SOYKIRIM)
olarak dile getirilmesini biz yine de alnı açık, başı dik bir şekilde savunabiliyoruz. Çünkü tarihi gerçekler, Osmanlı döneminde yaşanan olayın soykırım değil, bir tehcir olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim Rusya’nın arşivlerinde bile bu konu ele alınırken, 1915’te yaşanan durumun soykırım değil, tehcir olduğuna vurgu yapan belgeler vardır.
Ermeni meselesinden, tarihi gerçeklere dayanarak ve tarihçileri göreve davet ederek sıyrılabiliriz. Ancak, yeni-yeni
YUMUŞAK
KARINLAR
oluşturduğumuz gerçeğini inkâr edemeyiz. Bu karın ağrılarından en önemlisi acem oğlanı
RIZA SARRAF’la,
üst düzey siyasilerin ve bürokratların kurdukları öne sürülen ilişkilerdir. Halk Bankasının ve hatta diğer bazı kamu bankalarının bu işlerde aracı olarak kullanıldığına dair ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu konuda ABD tarafından üst düzey siyasilere şantajlar yapıldığı, kendilerinin ve ailelerinin mal varlıklarının açıklanabileceği gündeme getirilerek, iş şahsilikten çıkarılıp, Türkiye’nin dış politikasını tehdit eder bir duruma dönüştürülmüş bulunulmaktadır.
Türkiye olarak, tarihi gerçeklere dayalı bilgilerle ve belgelerle
ERMENİ
MESELESİNDEN
sıyrılabiliriz. Ancak,
RIZA SARRAF
olayından,
HALK BANK
ve varsa diğer kamu bankalarının durumlarıyla, bu işlerde aracı olan siyasilerin ve üst düzey bürokratların durumlarından kolay-kolay sıyrılamayacağımız ortadadır. Evet, Türkiye’nin artık
ERMENİ MESELESİ
dışında,
YUMUŞAK KARIN
veya
KARIN AĞRILARI
olarak nitelendirilebilecek sorunları vardır. Öyle anlaşılıyor ki, bu konularda
ALTLARI
ISLAK
YÖNETİCİLERİMİZ DE
BULUNMAKTADIR.
Ve bu sorunlar dış ilişkilerimizi menfi yönden önemli ölçüde etkilerken, kolay-kolay peşimizi bırakmayacak gibi duruyorlar!
TAŞLAMALAR
YUMUŞAK KARNIMIZDIR
ERMENİ MESELESİ
KARIN AĞRILARIMIZ
BİR DEĞİL, ÇOKTUR BELLİ
RIZA SARRAF OLAYI
GERÇEK KARIN AĞRIMIZ
ALTI ISLAK OLAN ÇOK
SİYASİ VAR BAKINIZ
HALK BANKASI DA KARIN
AĞRIMIZDIR ŞÜPHESİZ
MİLYAR DOLAR CEZALAR
GELEBİLİR BİLİNİZ
ABD, TÜRKİYE’YE BUNDAN
ŞANTAJ YAPMAKTA
ALTI ISLAK OLANLAR
İŞİ ALTTAN ALMAKTA
Bakmadan Geçme





