ÜÇ AYLAR

Mübarek üç aylar başladı.Dini açıdan bize af ve mağfiret yolunu açacak olan bir çok günle dolu gerçektende iyi değerlendirmemiz gereken günler.

Mübarek üç aylar başladı. Dini açıdan bize af ve mağfiret yolunu açacak olan bir çok günle dolu gerçektende iyi değerlendirmemiz gereken günler.Değerlendirebilenler için birer hazine.Bu mübarek zaman diliminin önemini ve bu zaman dilimini değerlendirebilmek için neler yapmamız gerektiği gibi konular din adamlarımızın görevidir.Onlar bunu açıklıyorlar.Umarım onların söylediklerinin doğrultusunda bizlerde bu zaman dilimini iyi değerlendiren ve kurtuluşa eren  insanlardan oluruz. Bu vesile ile hem üç aylarınızı ve hem de Regaip Kandilinizi kutluyorum ve önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Beraat kandilinin de beraatımıza da vesile olmasını diliyorum.

Benim burada üzerinde durmak istediğim konu  yakın bir zaman dilimine kadar bu üç aylara toplumsal açıdan bakmaktır. 1970'li yılların neredeyse ortalarına kadar yani kültürümüzün tam anlamıyla erozyona uğramadığı dönemlere kadar üç ayların ve kandillerin toplumda ayrı bir yeri vardı. Bu ayda yoğunlaşan ibadetlere paralel olarak, yardımlaşma duyguları da doruğa çıkardı. Maddi durumu iyi olan ailelerden dar gelirli ailelere yapılan yardımlarda artardı.

Maddi durumları iyi olan aileler mahalledeki dar gelirlerinin durumlarını göz önünde bulundurarak, bunlara ihtiyaç duydukları, yiyecek giyecek ve hatta mevsimine göre ayacaklarını temin ederlerdi. Onların bu mübarek üç ayları daha rahat geçirmeleri için  büyük gayret içerisinde olurlardı. O yıllarda bu günün aksine bir durum vardı. O da yardımlar genellikle ayni yapılırdı.Günümüzde gördüğüm kadarıyla insanlar yapacakları yardımları da nakdi yani para olarak vermeyi tercih ediyorlar.Gidip, şekerle, yağla,unla uğraşmıyorlar. O yıllarda ise herkes kendi evine aldığı ihtiyaç maddelerinden yardımlarda bulunurdu.

Bunun yanı sıra her fırsatta belirttiğim gibi kısmeler vardı. Her kandilde ve ramazan ayı arifesinde maddi durumu iyi olan aileler gönüllerinin l verdiği oranda ekmek, helva veya lokum alır bunları yoksullara dağıtırlardı. Bazıları da bunlara mevsim meyvelerinden de eklemeyi tercih ederlerdi. Bu dağıtım işlemi genelde iki ayrı yerde yapılırdı. Alınan ekmek ve lokum ile meyvelerin bir bölümü mahallede bulunan yoksul ailelere birer ya da ikişer ekmek şeklinde gönderilirken bir bölümü de mezarlıkta dağıtılmak üzere ayrılırdı. İkindi namazının ardından evin bayanları mezarlıklara giderek vefat etmiş yakınlarının kabirlerini ziyaret etmeye giderlerken çocuklar tarafından taşınan bu ekmek ve lokumları da beraberlerinde götürürlerdi. Orada mezarlığa gelen ağırlıklı olarak çocuk yaştakilerden oluşan yoksul vatandaşlara bunları dağıtırlardı.

Bunların  hepsini unuttuk. Daha çok kendimizi düşünen bireyler haline geldik. Umarım, zaman içerisinde özümüze döner ve çevremizdeki yardıma muhtaç insanların daha çok farkına varırız.

Tekrar üç aylarınız ve Regaip Kandiliniz mübarek olsun. Allah'u Teala, bizleri tam anlamıyla bu mübarek zaman dilimini değerlendirebilenlerden eylesin.

Bakmadan Geçme