VAATLERE RAĞMEN, SİİRT HAVAALANI NEDEN AÇILMIYOR
Hava Alanımız, aylardan beri kapalı.Hep (yakında açılacak) deniliyor da, bir türlü açıldığına şahit olamıyoruz.
Hava Alanımız, aylardan beri kapalı. Hep (yakında açılacak) deniliyor da, bir türlü açıldığına şahit olamıyoruz. Eski ilçelerimiz olan Batman ve Şırnak çoktan modern birer hava alanına kavuşmuşlar bile.
Eski ilçelerimiz durumunda olan Batman ve Şırnak hava alanlarına kavuşurlarken, Siirt Hava Alanı aylardan beri kapalı. Gerçi, Siirt Hava Alanının, standartlara uygun olduğunu iddia etmek mümkün değil. Amma, yıllar boyu kullanıldı. Hatta THY tarafından kullanıldığında, pisti uzatılmamıştı. İlk duruma göre pistinin 250 metre uzatılmasına karşılık tek bir defa iniş esnasında uçağın pisten çıkması bahane edilerek seferler durduruldu.
Siirt Hava Alanı, Siirt Özel İdaresinin imkânlarıyla yapılmıştı. Gerçekten uçuşlara elverişli değilse, Batman ve Şırnak’a yeni ve modern hava alaları inşa edilirken, Siirt neden devre dışı bırakıldı. Bunu anlamak mümkün değil!. Siirt’e de bir hava alanı yapılsaydı ya!
Sözün özü, modernize edildiği ve eksikliklerinin giderildiği iddia edilen Siirt hava alanının bir an önce hizmete açılmasını istiyoruz. Başka bir talebimiz de hava alanımıza başka firmaların değil, doğrudan THY’nın uçaklarının seferler düzenlemesidir. Bunu, bir sadaka olarak değil, İlimizin gasp edilmiş bir hakkı olması açısından istemekteyiz. Siirt’in bütün siyasetçilerini, sivil toplum örgütlerini ve bürokratlarını bu konuda el birliğiyle çalışmaya ve netice alınıncaya kadar da konuyu işlemeye davet ediyoruz.
Siirt’in ilçeleri durumunda olan iki komşu ilde modern hava alanları yapılırken, Siirt’i hala çıkmaz sokak konumunda bırakmak hem günah, hem yazık, hem de insafsızlıktır!
“BABANIN RUHU OLMASIN!”
Şeyh Celaleddin Hazretleri 20. asırda Siirt’in bağrında yetişmiş, softa olmayan gerçek ve aydın bir din adamıdır. Şeyh Hazretleriyle ilgili olarak anlatılan bir anekdotu naklederek aziz ruhunu şadedelim. Anekdot şu:
Şeyh Efendinin, gençlik yıllarında tanıştığı, görüştüğü bir doktor arkadaşı varmış. İş bu doktor arkadaşı,
TENASÜHE İNANIRMIŞ.
Yani ruhların gezici olduğuna, insandan insana, hatta, insandan hayvana veya bunun tersi olarak hayvandan insana geçtiği fikrine sahipmiş. Şeyh Efendi, her ne kadar doktoru bu gayri İslâmi düşünceden caydırmak istemişse de, doktor bu sapık inadından dönmüyormuş. Bir gün Şeyh Efendi, doktor ve birkaç kişi birlikte bir yerlere gidiyorlarmış. Kafilenin bulunduğu yöne doğru bir köpeğin ağzından salyalar akıtarak, üzerine geldiğini ve havladığını gören Doktor:
-Hoşt! Hoşt!
diyerek uzaklaştırmak isteyince;
Şeyh Efendi müdahale etmiş:
-Bırak, belki rahmetli babanın ruhu bu köpeğe geçmiş. Seni özlediği için sana doğru geliyor!
diyerek taşı gediğine koymuş…
Bakmadan Geçme





