VEFA, İSTANBUL'DA BİR SEMTİN ADIDIR!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, selefi Sayın Abdullah Gül'ü ve onunla beraber hareket edenleri VEFASIZLIKLA SUÇLAYARAK: 'Eskiden partimizin çatısı altında olup da bugün başka havalarda gezen kimsenin partimizle ilgili sözler

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, selefi Sayın Abdullah Gül’ü ve onunla beraber hareket edenleri

VEFASIZLIKLA SUÇLAYARAK:

"Eskiden partimizin çatısı altında olup da bugün başka havalarda gezen kimsenin partimizle ilgili sözler söyleme hakkı yoktur. Bu beraberliği, bu dayanışmayı zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Bu trenden düşünler, kusura bakmasınlar düştükleri yerde kalırlar" dedi ve aradaki köprüleri onarılamayacak şekilde yıktı. Bu arada, Sayın Erdoğan’a yakın çevreler de Sayın Abdullah Gül’ün, Sayın Erdoğan sayesinde Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğunu, şimdi beraberinde hareket edenlerin de yine Sayın Erdoğan’ın sayesinde önemli mevki ve makamlara geldiklerini vurgulayarak, sorgulamaktadırlar.

Sayın Abdullah Gül ve beraberinde hareket edenler ise (Ahmet Davutoğlu, Bülent Arınç, Ekrem Babacan ve diğerleri) Sayın Erdoğan’ı aynı şekilde VEFASIZLIKLA SUÇLAMAKTA, 2001 yılında yola beraber çıktıklarını, ancak, Sayın Erdoğan’ın zaman içinde hepsini tasfiye ederek,

TEK ADAM

olmaya oynadığını çeşitli mahfillerde dile getirmektedirler.

Gerçekte, hangi taraf VEFASIZ bu sorunun cevabını vermek oldukça zor. Bir açık oturum düzenlenir ve taraflar karşı-karşıya gelirse, belki vatandaşlar olarak bizler de bu konuda kanaat sahibi oluruz.

Vefanın sözlük

anlamı,

görülen iyilikleri unutmama, iyilikte bulunanlara misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermektir. Böyle olanlara vefakâr denir. Her Müslüman’da bulunması gereken güzel huylardan biri olan vefakârlığın zıddı ise nankörlüktür.

Şimdi biz demiyoruz YOLLARINI AYIRDIKLARI ANLAŞILAN ESKİ YOLDAŞLAR, BİRBİRLERİNİ  VEFASIZLIKLA SUÇLUYORLARSA Elbette, bir taraf haklı, bir taraf haksızdır. Yani, işin içinde bir AHDE VEFASIZLIK VARDIR. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, VEFA SAHİBİ OLMAK GERÇEK MÜSLÜMANLARIN İŞİDİR. Bu açıdan bakıldığında vefasız olanların inançları da zayıf demektir. Vatandaşlar olarak, kime güvenelim, kime inanalım!

VEFA demişken, anımsatalım. VEFA İstanbul’da bir setin de adıdır…

KENDİ YEMEĞİ, BOĞAZINDAN GEÇMEYEN PİNTİ SİİRTLİ

Çok zengin, ancak, zengin olduğu kadar da cimri bir Siirtliyle ilgili olarak anlatılan bir anekdot vardır. Öylesine cimriymiş ki, kendi parasıyla alınmış bir yemeği yemesi bile imkânsızmış. Bir gün, iş için birlikte İstanbul’a giden arkadaşları, pinti Siirtliye oyun oynamak istemişler. Yattıkları otelde, pinti Siirtli yatarken cebinden bir miktar parasını almışlar. Amaçları, elini hiç cebine atmayan ve tufeyli geçinen Siirtlinin parasıyla hem ona, hem kendilerine bir ziyafet çekmekmiş.

Cebinden para alındığının farkında olmayan pinti Siirtli, her zaman olduğu gibi, yemeğini bedavaya getirmek için tüccar arkadaşlarıyla lokantaya gitmiş. Pinti Siirtlinin cebinden aldığı parayı lokantanın garsonuna veren iş arkadaşı:

-Al bakalım bu parayla, ne geliyorsa, bize güzel bir sofra donat!

demiş.

Birbirinden güzel yemekler masaya dizilmiş. Amma, her zaman hepsinden önce kollarını sıvayarak yemeğe girişen pinti Siirtlinin eli bir türlü yemeğe uzanamıyormuş.

-Neden yemek yemiyorsun?

diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:

-Vallahi, öyle anlaşılıyor ki, bu yemek benim paramla sipariş edilmiş. Çünkü, boğazımdan geçmiyor, bana gerçeği söyleyin!

demiş.

TAŞLAMALAR

ÜÇ MAYMUNU OYNAYAN

GAZETECİ OLMUŞUZ

NE DUYAR, NE GÖRÜRÜZ

NE DAHİ KONUŞURUZ

KULAKLARIMIZ SAĞIR,

GÖZLERİMİZ KÖR İMİŞ

TÜKENMEZ KALEMLERİN

MÜREKKEBİ TÜKENMİŞ

GÜNÜ VAR, GAZETECİ

YOKTUR LÂKİN ORTADA

GAZETECİ GEÇİNEN

DALKAVUK VAR ARADA

DALKAVUKLUK İŞİMİZ

ŞİARIMIZ BU BİZİM

NE SABUNA, NE SUYA

DOKUNMAYIZ AZİZİM

Bakmadan Geçme