VEYSEL KARANİ HAZRETLERİNİ TANITAMADIK
Siirt, inanç, tarih ve kültür açısından çok zengin bir il ve bunu hepimiz biliyoruz.Ama bizim bilmemiz kadar başkalarının da bilmesi gerekiyor ve bunu sağlayamadığımız sürece kerameti kendinden menkul şeyhler gibi kendimiz söyler, kendimiz dinleriz.
Siirt, inanç, tarih ve kültür açısından çok zengin bir il ve bunu hepimiz biliyoruz. Ama bizim bilmemiz kadar başkalarının da bilmesi gerekiyor ve bunu sağlayamadığımız sürece kerameti kendinden menkul şeyhler gibi kendimiz söyler, kendimiz dinleriz. Bu değerlerimizin başında şüphesiz, tabiinin en büyüklerinden biri olan Veysel Karani Hazretleri gelmektedir.
Peki en azından Veysel Karani’yi yeteri kadar tanıtabilmiş veya tanıyanlara, bilenlere onun burada metfun bulunduğunu anlatabilmiş miyiz? Yine onun o eşsiz peygamber ve anne sevgisini başta ülkemizdeki insanlar olmak üzere İslam Alemine aktarabilmiş miyiz? Bu iki sevgi arasında yanıp tutuşan bu büyük zatın aynı zamanda dünya tarihinde apayrı bir yer almaya hak kazanan bir doğruluk sembolü olduğunu bütün dünyaya anlatabilmiş miyiz?
Onun yaptığını bugün hangimiz yapabiliriz? Şöyle bir zihnimizde canlandıralım. Hak Peygamber ortaya çıkmış, yaptığı tebliğlerle insanlığın kurtuluşuna vesile olmaya başlamış ve siz ona gıyabında aşık olmuşsunuz. Onu görebilmek için her şeyi verir duruma gelmişsiniz. Medine'ye gitmek istiyorsunuz ama yanınızda sizden başka ona bakacak kimsesi olmayan bir yaşlı ve yatalak anneniz var. Hem o size izin vermiyor ve siz onun bakımı konusunda kara-kara düşünüyorsunuz. Uykusuz geçen geceler ve yalvarmalar sonuç veriyor. Anneniz bir şartla izin veriyor; Medine'ye gidecek ve Peygamber Efendimizi evinde ziyaret edeceksiniz.
Hemen yola çıkıyorsunuz. Yürümüyor adeta uçuyorsunuz. Ama günler haftalar süren uzun bir çöl var önünüzde. Büyük zorluklarla onu aşıp Medine'ye ulaşıyorsunuz. Ama yürekten yanıp tutuştuğunuz o büyük Nebi evde yok. Bekleyeyim, arayayım demeden bir an tereddüt etmeden, annenize verdiğiniz sözden dolayı o kadar yolu bir kez daha geri dönüyorsunuz. Hem de gönlünüz mahzun bir şekilde.
Bunu bugün hangimiz yapabiliriz? Bu kadar yolu çölün aşırı sıcağında geldim.Bir kaç gün bekleyeyim. O büyük sevgili görüp döneyim demez misiniz? İşte hiçbirimizin yapamadığını yapan bir insandan bahsediyoruz ve biz bu büyük zatı topraklarımızda misafir ediyoruz, ama onu anlatamıyoruz. Anlatma adına her yıl Mayıs ayında yaptığımız bir iki etkinlikten oluşan anma törenleri, o kadar.
Onun anne sevgisinin Amerikalı genç kız Anne Jervis'in annesine duyduğu sevgiden çok öte olduğunu anlatmamız gerekiyor. Onun o eşsiz peygamber sevgisini ve doğruluğunu cümle aleme kurda kuşa kavratmalıyız. Aksi halde yine kendimiz biri Mayıs ayında anma etkinlikleri döneminde olmak üzere Veysel Karani Hazretlerinin türbesini ziyaret eder dururuz. Yani, yine kendimiz pişirir kendimiz yeriz.
Bakmadan Geçme





