YARGI REFORMU DERKEN!

Bu bir gerçektir ki, son yıllarda ülkemizde adalete duyulan güven yüzde 20'ler düzeyine düşmüştür.Bu demektir ki, her yüz vatandaştan 80'i Türkiye'de adaletin işleyişine güvenmiyor.

Bu bir gerçektir ki, son yıllarda ülkemizde adalete duyulan güven yüzde 20’ler düzeyine düşmüştür. Bu demektir ki, her yüz vatandaştan 80’i Türkiye’de adaletin işleyişine güvenmiyor. Oysa

(ADALET MÜLKÜN

TEMELİDİR)

diyoruz. Yargıya duyulan güvenin azaldığı ölçüde, mülkün temelinin de sarsıldığı yürekten hissedilmektedir. Adaleti

TUZA

benzeterek, tuzun kokmasından korkuyoruz.

(Tuz kokarsa, kokmayan bir şey kalmaz)

diyoruz!

Adalet, sadece mahkemelerin soğuk duvarları arasında bir hak arayışı değildir. Atılan her adımda, yaşamın her alanında bu duygunun var olması gerekir. Özellikle devlet kurumlarının eliyle atamalar için yapılan sınavlarda adalet mekanizmasının işleyip, işlememesi çok önemlidir. Haksız olarak yapılan atamalarda sözün tam anlamıyla hak gaspı vardır. İşin ehline verilmesi aynı zamanda dini bir kuraldır.  Yargı Reformunda bu gibi konulara yer verilmediği inancındayız. Trafikte, hastanede, postanede, yolda vesair akla gelebilecek her yerde de uyulması gereken kurallar vardır. Yani, adalet mahkemenin dört duvarı arasında değil yolda, çarşıda, sokakta, hastanede, postanede, hatta meyhanede bile aranması gereken bir olgudur. Bir de işin bu yanına bakmak gerekir.

Hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi elbette olumludur. Ancak dediğimiz gibi yasalar dışında kalan alanlar vardır. Bu alanlarda adalete uyulmaz ve mahkemelerin dört duvarı arasındaki adaletle yetinilirse, dört dörtlük bir adalet tesis edilmiş olunamaz. Bu gibi kurallara uyulması ancak adına

VİCDAN

denilen insani mekanizmanın devreye girmesiyle mümkündür.

Hem, çıkarılan yasalar insan haklarıyla ne kadar uyumlu olurlarsa olsunlar, sonuç itibarıyla onların uygulayıcıları durumunda olan savcıların ve hâkimlerin kararlarına bağlı olarak lehte veya aleyhte kullanılmaları her zaman için mümkündür. Bu gibi konularda en büyük sorumluluk devletin başındaki yöneticilere düşer.

(Dicle’nin kenarında bir kurt, bir kuzuyu kaparsa, İlahi adalet gelir, onu Ömer’den

sorar)

zihniyetine sahip yöneticiler olacak ki, hüküm verme mevkiinde olanlar da kendilerine çeki-düzen versinler…

Kâğıt üzerinde yasaları şirin göstermek kabildir ancak icraatların ve kararların

VİCDANLA

örtüşmesi konusu, tamamıyla yöneticilerin konulara gösterecekleri hassasiyet ölçüsü ile örtüşürler…

Diyeceğimiz şu ki, YARGI REFORMU İYİ DE ASIL OLAN TATBİKATTIR.

TAŞLAMALAR

YARGI REFORMU GELDİ

OH NE ALA NE ALA

VİCDANİ REFORMLARA

SIRA GELMEDİ HALA

SADECE MAHKEMELER

ADALET DAĞITMIYOR

DUYARSIZSA VİCDANLAR

YASALAR DA TUTMUYOR

ÖNCE VİCDANDA REFORM

YAPMAMIZ GEREKLİDİR

VİCDAN OLMAZSA YASA

SANMA Kİ GEÇERLİDİR

TÜRKİYE'DE YARGIYA

GÜVEN NEDEN AZALDI

BAĞIMSIZ YARGI VARSA

SÖYLEYİN NERDE KALDI

Bakmadan Geçme