• Haberler
  • Genel
  • YAŞAM HAKKI, HER ŞEYDEN ÇOK DAHA ÖNEMLİDİR!..

YAŞAM HAKKI, HER ŞEYDEN ÇOK DAHA ÖNEMLİDİR!..

Her noktasında deprem riski altında bulunan ülkemizde, kurum ve kuruluşların depreme dayanıklı olmayan binalarını dayanıklı konuma getirmek için çalışmalar yapılırken, tehlike arz eden ve yaklaşık 7,5 milyon olarak ifade edilen konutların tamamının ise an

Her noktasında deprem riski altında bulunan ülkemizde, kurum ve kuruluşların depreme dayanıklı olmayan binalarını dayanıklı konuma getirmek için çalışmalar yapılırken, tehlike arz eden ve yaklaşık 7,5 milyon olarak ifade edilen konutların tamamının ise ancak 15 yılda güçlendirilebileceği, yetkililerce vurgulanmakta…

Yaşam hakkı her şeyden daha önemli olduğuna göre her noktasında deprem riski taşıyan ülkemizde, depreme dayanıklı olmadıkları saptanan konutları çok daha kısa sürede dayanıklı hale getirme hakkının da her hizmetten daha önemli olduğunu söyleyip ilgililerden bu hizmeti öncelikli hizmet olarak görmelerini istemek, vatandaşlarımızın en doğal hakkıdır kanımca da… Çözüme kavuşturulması gereken önemli sorunlar, el atılması gereken sayısız beklentiler olsa da, deprem afetine karşı insanlarımızın yaşamını güvence altına almak için depreme dayanıklı olmayan milyonlarca konutu mezara dönüşmekten kurtarmayı hedeflemek, kaçınılmazlık arz ediyor elbet… Sağ duyu sahibi çoğu vatandaşımızın, ülkemiz gündeminin sık sık değişmesine rağmen önemli konuya; “Deprem afetine karşı yaşam hakkımızın korunması, her hizmetten çok daha önemlidir. Yollar, köprüler ve benzer nice hizmetlerden söz edenler de bilirler ki, Allah korusun bir deprem afetinde yitirilen canlar gibi asla değerli olamazlar!.. Ülke genelinde milyonlarca konutun depreme dayanıklı olmadığı ilgililerce belirtildiğine göre, bu konutları bir an önce depreme dayanıklı hale getirmek, öncelikli hizmet olarak telakki edilmelidir. Bu önemli hizmetin ancak 15 yıl zarfında tamamlanabileceğinin ifade edilmesi üzücüdür ve ilgililer öngördükleri süreci mümkün mertebe aşağılara çekmeyi hedefleyerek, insan yaşamını her şeyden daha çok önemsediklerini belgelemiş olsunlar…” sözleriyle değinme gereğini duymaktalar yine de…

2019 yılında yapılacak olan seçimlerin telaşına düştükleri gözlemlenen tüm siyasilerimizi, halkımızın bu en önemli beklentisine dikkat çekiyor ve her noktasında deprem riski taşıyan ülkemizde depreme dayanıklı olmayan konutların mümkün mertebe en kısa zaman dilimi içinde dayanıklı konuma getirilmelerine olanak sağlamaları gerektiğini vurguluyorum bir kez daha…

YENİLENECEKSE, GÜÇLENDİRİLMEMELİ!

İlimizde de bazı kurum ve kuruluşların binaları, depreme dayanıklı konuma getirildiler yurdumuzun bir çok yerinde olduğu gibi… Özelikle öğrencileri sinesinde barındıran okullarla, şifa dağıtan sağlık kurumlarına ait binaların depreme dayanıklı olmaları noktasında  daha duyarlı davranılması gerekir derken, depreme dayanıklı hale getirilen binalardan herhangi birinin meydana gelen depremde zarar görmeleri durumunu sorgulamak gerektiğini de vurgulamak isterim ayrıca… Bu arada, daha önce depreme dayanıklı konuma getirilen bazı kurum binalarının yenilendiğinden söz ediliyor ve bugünlerde yenilenmek üzere yıkımı gerçekleştirilen PTT binasına değinen bazı hemşerilerim: “Bu bina daha önce depreme dayanıklı hale getirilmişti. Bir kurum binasını depreme dayanıklı hale getirdikten sonra yıkarak yenilemek, ekonomik açıdan yanlıştır. Başka yerlerde de aynı durum söz konusu olabileceği kanısındayız. Şayet bir kurum  ve kuruluşa ait bina yenilenecek ise niçin depreme dayanıklı duruma getirilsin ki? İki masraf yapmak anlamsız!..” sözleriyle eleştiriyorlar olumsuzluğu… Katıldığımı belirterek dikkatini çekiyorum etkili ve yetkililerin!..

Bakmadan Geçme