Son günlerde
(KATLİ VACİPTİR)
deyiminin sık-sık kullanıldığına şahit oluyoruz. Yahu, her
(KATLİ VACİP)
olarak tanımlanan tutumlar için insanları öldürmeğe kalkışırsak, inanın ki, her gün binlerce insanı öldürmemiz gerekecek. Etrafımızda kimse kalmayacak. Hatta, kendi aile fertlerimizden öldürmemiz gerekenler olacak!
Olur, olmaz bir çok konularda
(KATLİ
VACİPTİR)
hükmü vermek, İslâm dinine yapılan en büyük bühtandır. Dinimizin,
BİR VAHŞET DİNİ
olarak tanınmasının yolunu açar.
Bir şarkıcının, edepsizce kullandığı bir cümle yüzünden
(KATLİ VACİPTİR)
demek, yanlışların en büyüğüdür. Namaz kılmayanın öldürülmesi gerektiğini öne sürmek ve bunun, dinin emri olduğunu söylemek, sözün tam anlamıyla İslâm dinini
VAHŞET DİNİ
olarak tanımlamaktır. Düşünebiliyor musunuz, 85 milyon nüfusu olan Türkiye’de en az 50 milyon insan namaz kılmıyor, şimdi, bunların hepsini öldürelim mi!
Bir aile düşünün, baba, sözde sofu. Çocukları namaz kılmıyor. Çocuklarını öldürsün mü yani!
Peki, YÜCE ALLAH’IN (DİNDE ZORLAMA YOKTUR) emrini nereye koyacağız!
Öyle, her sözde Müslüman geçinen kişinin
(KATLİ VACİPTİR)
fetvasıyla hareket edilecek olursa, insanlığın hali ne olur, düşünebiliyor musunuz! 8 milyar nüfuslu dünyada namaz kılan azami 1 milyar insan var. Diğer 7 milyar insanı öldürelim mi!
Öyle bir durum olursa, namaz kılmayanların, namaz kılanları öldürmeleri daha kolay. 1 milyar insan, 7 milyar insanı öldüremez ama, 7 mkilylar insan, 1 milyar insanı rahatlıkla öldürebilir.
İşte, LAİKLİK kavramı bundan dolayı önemlidir.
(SENİN DİNİN SANA, BENİM DİNİM
BANA)
kuralıdır. Kişiler, başkalarına zarar vermedikleri sürece kendi yaşam tarzlarında hürdürler. Kişilerin hürriyetleri, başkalarının yaşamlarına zarar vermemek sınırıyla sınırlıdır.
İmam hatiplerle ilgili sözleri sonrası hedef gösterilen şarkıcı Gülşen
‘halkı kin ve düşmanlığa
tahrik’
iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi ya! Diyelim ki o bir edepsizlik yaptı. Peki,
(KATLİ
VACİPTİR)
diyenlerin yedikleri haltın sonuçlarını tahayyül edebiliyor musunuz! Akl-ı evvelin biri çıkıp da IŞİD militanları gibi, cihad yapmak(!) için Gülşen’i öldürür veya öldürmeğe kalkışyorsa, bunun sorumlusu kim olacak! Ya da
(NAMAZ KILMAYANIN KATLİ VACİPTİR) DİYEN BİR SÖZDE DİN ADAMININ FETVASINA
UYARAK
namaz kılmayan oğlunu, kızını, akrabasına, komşusunu CİHAT YAPMAK(!) saikiyle öldürmeğe kalkışacak ahmakların bulunabileceğini düşünmek gerekmez mi! Din adına,
CİHAT YAPMAK SAFSATASIYLA BÖYLE DAVARANACAK AHMAKLAR ÇIKAMAZ MI!!!
Hem, İslam kaynaklarında
“KATLİ VACİP OLANLAR”
diye bir kavram da yoktur. Her devletin ceza hukuku olduğu gibi, İslam hukukunda da ceza hukuku vardır. İslam’da müeyyidelerin asıl amacı caydırıcılıktır. Bir konuda açık ayetler ve sahih hadis-i şerifler olmadıkça
KARAKUŞİ HÜKÜMLER VERMEK, İSLAMİYETE VERİLECEK EN BÜYÜK ZARKARLAR CÜMLESİNDENDİR.
Toplumun hayat felsefesi ile hukuk felsefesi arasında uyuşmazlık bulunduğu zaman, insanların hayat felsefesi, adalet ölçeğinde ilk sıraya yerleşir. Nitekim, Hz. Ömer (Allah ondan razı olsun), bir kıtlık döneminde hırsızlık yapanlara ceza uygulamamış ve:
“İnsanların karnını doyurmadan, onlardan yasalara uymayı istemeyiz.”
demiştir.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde mealen:
"Namaz kılanları öldürmekten men edildim"
buyurmuşlardır.
İslam tarihinin ilk üç asrında yalnız altı veya dokuz el kesilmiştir. Onların durumları da sonra tartışma konusu olmuştur.
İslam’da öldürülme cezası, başkasının canına kıyan katillerle ilgilidir.
“Ey akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır.” hükmü bulunmaktadır. Ancak, öldürülen kişinin ailesi, katili affetmek yetkisine sahiptir.
Görüldüğü gibi dinimizde (KATLİ VACİPTİR) denilecekler çok sınırlı bir kesimdir.
NE DİYELİM, ALLAH, ISLAH ETSİN…
CUMA HUTBESİNDE ATATÜRK DE, ALPARSLAN DA YOKTU
Bu haftanın Cuma günü 26 Ağustos’a denk gelmişti. Bilindiği gibi 26-30 Ağustos arası günler (ZAFER HAFTASI) olarak kutlanır.
Normlalde, Cuma hutbesinde bu haftanın önemini dile germek gerekirdi.
Hutbe, gerçekten zafer haftasıyla ilgiliydi ama, ne Atatürk’ün, ne Alparslan’ın ismi geçti. (Şehitler ve Gaziler) şeklinde yuvarlamak bir cümle kullanıldı.
Bilindiği gibi, Cuma Hutbeleri, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kotarılarak, Müftülükler aracılığıyla, imam hatiplere gönderilir. Diyanet İşleri Başkanlığı, muhtemelen ALPARSLAN’IN adını anmak ve hutbede geçirmek istemiştir ama, şimdi, Alparslan’ın adını anıp, Atatürk’ün adını es geçmek olmazdı. Bunun için, Alparslan’ın adını da es geçmek mecburiyetinde kaldılar.
Bizim nazarımızda, ATATÜRKR VE ALPARSLAN DA BİRER KAHRAMANDIR.
Diyanet İşleri Başkanını sevmeyişimin bir sebebi budur. ATATÜRK’Ü SEVMEYENİ, HİÇ Mİ, HİÇ SEVMEM!!!
TAŞLAMA
(KATLİ VACİPTİR) DİYE
HÜKÜM VEREN AHMAKLAR
BİLSİNLER Kİ ASLINDA
DİNİ KATLEDİYORLAR
(KATLİ VACİPTİR) DİYE
HÜKÜM VEREN VERENE
IŞİD KAFASIDIR BU
BİLMEK GEREKTİR YİNE
İSLAM DİNİ GERÇEKTE
AFFI SEVEN BİR DİNDİR
KULLAR GÜNAHKÂR OLSA
ALLAH AFFEDİCİDİR
CİHAT YAPALIM DERKEN
KATİL OLURSUNUZ BİL
(KATLİ VACİPTİR) SÖZÜ
BİL Kİ İSLÂMİ DEĞİL