Ahmet Arıtürk

MAUN SURESİ

Ahmet Arıtürk

MAUN suresi,

İslam dininin sosyal adalete verdiği önemi vurgulamak açısından çok önemlidir. Aynı zamanda her namaz kılanın da güvenilir olmayacağının delilidir. Kur’an-ı Kerimin dili ile:

Eraeytellezî yukezzibu bid dîn.

Fe zâlikellezî yedu’ul yetîm.

Ve lâ yahuddu alâ taâmil miskîn.

Fe veylun lil musallîn.

Ellezîne hum an salâtihim sâhûn.

Ellezîne hum yurâûn.

Ve yemneûnel mâûn.

Olarak okunan sürenin Türkçe tercümesi de şöyledir:

Gördün mü o dine yalan diyeni?

İşte yetimi itip kakan odur!

Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.

Fakat veyl o namaz kılanlara ki,

Namazlarında yanılmaktadırlar.

Onlar ki, gösteriş yaparlar.

Ve yardımlığı sakınırlar.

Surenin

“VE YARDIMLIĞI

SAKINIRLAR”

Olarak tercüme edilen son ayeti gerçekten ibret vericidir.

Maalesef, günümüzde de YARDIM YAPILMASINI SAKINANLAR VARDIR.

Diyanet İşleri Başkanlığının

MUHALİF

olarak adlandırılan Belediyelerin DEPREM için açtıkları

YARDIM KAMPANYALARINA YARDIM EDİLMEMESİ GEREKTİĞİ YOLUNDA FETVA VERDİĞİ SÖYLENİYOR.

Bu söylentileri okuduğumda, aklıma ilk gelen

MAUN SURESİ

ve özellikle son ayeti oldu. Kendi kendime acaba Diyanet İşleri Başkanlığı bu fetvayı vermekle

“YARDIM YAPILMASINI SAKINANLAR”

kapsamına girmiyor mu, dedim!

Gerçekten çok ibret verici bir durum. Yardımı engellemek konusunda

Diyanet İşleri Başkanlığını FETVAYA ZORLAYAN MI VAR, KENDİ KENDİSİNE AHKÂM MI KESİYOR!

Hem,

LAİKLİK İLKESİNİ

prensip edinmiş ve anayasasına madde olarak dercetmiş Türkiye Cumhuriyetinde Yardım toplamak işi

FETVAYLA DEĞİL, YASAYLA DÜZENLENMEKTEDİR.

Yasalar ne diyorsa, yapılması gereken de odur. Diyanet İşleri Başkanlığının durumdan vazife çıkarıp,

FETVA VERMESİNE GEREK YOKTUR.

Şayet Diyanet İşleri Başkanlığı durumdan vazife çıkarıp,

(BELEDİYELERİN AÇTIKLARI KAMPANYALARA BAĞIŞ YAPMAK CAİZ DEĞİLDİR) diye FETVA VERMİŞSE, İSLAM DİNİNİN ÖZÜNÜ BİLEN MÜSLÜMANLAR DA ONA MAUN SURESİNİN “VEYEMNEUNEL MEUN”

ayetini anımsatırlar!

Diyanet İşleri Başkanlığı artık Havan dövücünün

“HINK”

deyicisi olmaktan vazgeçsin!

FELAKETLERİ, FIRSATA ÇEVİRMEK!

Felaketleri fırsata çevirmek, birilerinin en mahir oldukları yöntemler arasındadır. Bir yerde deprem, sel, yangın, çığ, salgın hastalık ve benzeri felâketler yaşanırken, bunları fırsata çevirmek nasıl olur derseniz, günümüzde yaşananlara bir bakınız. Vatandaşların merhamet duygularını istismar ederek, felaketlerden hasıl olan yaraları sarmak amacıyla bağış kampanyaları açmak, toplanan yardımları, toplanış gayelerine uygun olmayan şekilde, yandaşlara peşkeş çekmek, ya da

(AMİLUNE ALEYHE)

hükmü çerçevesinde büyük payı kendilerine almak gibi yollar maalesef dün de vardı, bugün de var, enayiler var oldukça, yarın da var olacak!

Şayet vurguncular, talancılar, yağmacılar, üçkâğıtçılar olmasaydı, inanın ki gerçekten

BİZ BİZE YETECEKTİK!

Ama ve maalesef bu gibilerin varlıkları yüzünden

BİZ BİZE YETEMİYORUZ!

Türkiye’mizde, bu güzel ülkemizde hemen hemen yaşanan her felaket sonucu bağış kampanyaları devreye girer, ancak şairin dediği gibi:

VERİR ZAVALLI MEMLEKET, VERİR NE VARSA, MALINI

VÜCUDUNU, HAYATINI, ÜMİDİNİ, HAYALİNİ

BÜTÜN FERAĞ-I HALİNİ, OLANCA ŞEVK-İ BALİNİ.

HEMEN YUTUN DÜŞÜNMEYİN HARAMINI, HELALİNİ...

YİYİN EFENDİLER YİYİN, BU HAN-I İŞTİHA SİZİN,

DOYUNCA, TIKSIRINCA, ÇATLAYINCAYA KADAR YİYİN!

Durumları yaşanır. Geçmiş yıllarda da muhtelif felâketler sebebiyle birçok kampanyalar başlatılmış, hatırı sayılır bağışlar toplanmıştı ama toplanan bağışların akıbeti meçhul!

Bu bakımdan, milletin bağış kampanyalarına bakış açıları değişmiş gibi. Şimdi genel uygulama

(NE VERİSEN ELİNLE, O GELECEK SENİNLE)

deyiminde olduğu gibi yaşanmaktadır. Vatandaş, yapacağı yardımı, aracı olmadan kendi eliyle ve kendi çevresine dağıtmak eğiliminde. İnanın ki, en gerçekçi yol da budur. Bir yardım yapacaksam, neden başka kanallar kullanarak, akıbeti bana göre meçhul bir yolu seçeyim. Yapacağım bağış varsa, kendi çevremde, tanıdığım, bildiğim kimselere vermem daha iyi değil mi!

Bağış yapacak, zekât ve fitre verecek kimselere uyarımdır. Bu işe önce kendi akrabalarınızdan, komşularınızdan ve yakın çevrenizden başlayın.

(VE İTEİZİL KURBE = AKRABAYA ‘YAKINLARA’ YARDIM) YÜCE ALLAH’IN EMRİDİR, UNUTMAYIN!

TAŞLAMA

SEÇMEN KARDEŞ ALDANMA

SİYASİLER NE DESE

SİYASİLERDE YALAN

BİL EN BÜYÜK HENDESE

KONUŞURUM, YAZARIM,

DİLSİZ ŞEYTAN OLAMAM

BİR HAKSIZLIK GÖRDÜM MÜ

BİL LÂKAYIT KALAMAM

SEÇİMLER GERİLECEK

ORTAM BUNU GÖSTERİR

DİLERİZ AKL-I SELİM

YİNE GALEBE GELİR

GERMEYİNİZ ORTAMI

MİLLET HUZUR İSTİYOR

“HUZUR, HUZUR VE HUZUR”

(NEREDESİN HUZUR) DİYOR

ONLARIN DERDİ SEÇİM

MİLLETİN DERDİ GEÇİM

GEÇİNEMEYEN GARİP

KİŞİYE YANAR İÇİM

CÜLUS BAHŞİŞİ GİBİ

PEŞPEŞEDİR VAADLER

NELER-NELER VADETTİ

NE HALE SOKTU BEYLER

Yazarın Diğer Yazıları