Cüneyt Arıtürk

HİCRİ 1439 YILINI KUTLARKEN       

Cüneyt Arıtürk

Yarın Arabi aylardan Muharrem ayının ilk günü. Yani, Hicri Yılbaşı. Hicri Takvim

HZ. MUHAMMED’İN

(O’na al ve ashabına salat ve selam olsun)

Mekke'den Medine'ye hicretini başlangıç kabul eden ve ayın dünya çevresinde dolanımını esas alan

bir

takvim sistemidir. Hicri Takvim; Hicri Şemsi ve Hicri Kameri Takvim olmak üzere ikiye ayrılır.

Hz. Peygamber, Safer ayının 27. günü Hz. Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret etmek üzere Mekke'den ayrılmış, 4

gece

Sevr Mağarası'nda kalmış. 1 Rebiülevvel Pazartesi günü Sevr Mağarasından Medine'ye doğru yola çıkmışlardır. 8 Rebiülevvel / 20 Eylül 622 Pazartesi günü Kuba köyüne gelmiş. Burada Kuba Mescidi'ni inşa etmiş ve 12 Rebiülevvel Cuma günü Medine'ye doğru hareket etmişlerdir.

Hicrî Şemsi Takvime

Türkiye

'de Rumî Takvim de denir. Hz. Peygamberin Kabe'ye geliş günü olan miladi 20 Eylül 622 tarihini, Hicri sene başlangıcı olarak kabul eden, Arapça'da güneş anlamına gelen Şems kelimesinden de anlaşılacağı üzere, dünyanın güneş etrafındaki dolanımını esas alan bir takvimdir.

Hz. Ömer zamanında Hicretin 17. yılında alınan bir kararla Hicretin olduğu sene Hicri Takvimin 1. yılı

ve

o yılın Muharrem ayı da Hicri Kameri takvim için yılbaşı kabul edilmek suretiyle, o yıl 1 Muharrem'in rastladığı 16 Temmuz 622 tarihi de Hicri Kameri Takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Uygulamada Hicri Takvim olarak bu bilinmektedir.

Evet yarın Muharrem ayının birinci günü. Hicri (Rumi) takvimde bir yılı gerilerde bırakarak, yeni bir yılı idrak etmiş olacağız. Hicri takvime göre 15. asrın  (1400-1500) bir başka önemi vurgulanıyor. Hazreti Mehdi’nin bu asırda zuhur edeceği, Hazreti İsa aleyhisselamın da Dünyaya bu asırda teşrif edecekleri, hâdis-i şeriflere dayandırılarak iddia ediliyor. Tabii, konuyla ilgili hadis-i şeriflerin ne derece sahih oldukları konusunda, hâdis ilmiyle meşgul olanların karar vermeleri gerekmekte.

Ama bazı televizyon kanallarının Mehdi konusuna yoğunlaşmaları oldukça dikkatleri çekici. Gerçekten içinde bulunduğumuz asırda Hazret-i Mehdi zuhur edecekse ve Hazret-i İsa bir daha dünyaya teşrif edecekse, bu arada

DECCAL’İN

de gelmiş olması lâzım gelmez mi!

Bu asırda Hazret-i Mehdi zuhur eder mi, etmez mi, Hazret-i İsa gökten iner mi, bilemeyiz ama biz yine de bütün okuyucularımızın ve tüm İslam âleminin hicri yıllarını tebrik ediyoruz.

RUH SAĞLIĞIMIZI BOZAN DİZİLER!

Televizyonlarda, vatandaşların ruh sağlığını bozan diziler var. Vatanseverliği, terörü, örgütlenmeleri işleyen, manevi kalkınmayı hedeflediği iddiasıyla yayına sokulan çoğu dizilerin, yarar değil, zarar verdikleri ortada. Hatta kendilerine konu edindikleri alanlarda bile…

Türkiye’yi bir terör ve çeteler ülkesi gibi göstermek yanında, dini sömürünün

“bu kadar da olmaz!”

denilecek kadar ön plâna çıkarıldığı dizileri izlerken, bunları denetlemiyorsa,

RTÜK

denilen kurumun, ne yaptığı gerçekten tartışılmağa değer.

Birçok kurum ve kuruluşları, dolaylı olarak hedef aldıkları ve hedef olmaya yönelik olarak hazırlandıkları belli bu diziler konusunda hiç mi alınacak yasal tedbirler yok. Vatandaşlarda aşırı umutlara veya aşırı tedirginliklere yol açan bu gibi dizilerin mutlaka kontrol altına alınması ve zararlı olanların yayından kaldırılmaları gerekir. Burada, dizi adları verecek durumda değiliz. Ancak, bizim tabirlerimizden, bu dizilerin hangilerinin olduğu rahatlıkla bulunabilir.

Size bir şey söyleyeyim mi, bence bu diziler, saçma sapan sihirli dizilerden bile çok daha zararlı. Hatta zaman-zaman müstehcenliğe kaçan dizilerden bile tehlikeliler. Vatan, millet, din, iman adına yapılan bu dizilerin kontrol altına alınması, yasaklanması gerekir. Televizyon dizilerini kontrol altına alacak bir kurum gerçekte var mı, yok mu!

Yazarın Diğer Yazıları