MHP’nin af teklifi TBMM Genel Kuruluna sunulmuş bulunulmakta. Şimdi, eğri oturup doğru konuşacak olursak, bu teklifin meclisten geçmesi durumunda, RAHŞAN AFFINA dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır. Anayasanın eşitlik ilkesi çerçevesinde mahkumların bir kısmına af çıkarıp, diğer bir kısmını cezaevlerinde tutamazsınız. Bir kesim suçluya af çıktığı zaman, anayasa mahkemesine gidilecek ve diğer hükümlülerin de yasadan çıkarılması sağlanacaktır.
Merhum Bülent Ecevit’in eşi Bayan Rahşan Ecevit’in girişimleriyle çıkarılan af konusunda bilahare Rahşan Hanımın kendisi de:
''Benim düşündüğüm af katillerin affı değil, garibanların affıydı''
diyerek gelişmelerden duyduğu rahatsızlığı gündeme getirmişti.
Bayan Ecevit bir açıklamasında şunları da söylemişti:
''Değerli işadamı ve yazar Sayın Üzeyir Garih'in katili aranırken, bazı gazeteler Şartlı Salıverme Yasası'nı yeniden gündeme getirdiler. O arada bir yazar da bu yasadan beni sorumlu tuttu. Oysa ben, defalarca bu affın benim düşündüğüm af olmadığını söyledim. Benim düşündüğüm af katillerin affı değil, garibanların affıydı. Bir somun ekmek çalanlar için istenilen affın içine katilleri de sokan ben değilim. Katillerin bile cezalarının silinmesini kolaylaştıran kanunlarımızı hala düzeltmeyen de ben değilim. 'Adalet' adı altında affın kapsamını genişletmek için hala uğraşan da ben değilim.'
Evet, af çıkarsa, boyutunun ne olacağı bellidir. Muhakkak surette anayasa mahkemesine götürülecek, vatana ihanet suçundan yargılananlar dahil, teröristler, uyuşturucu satıcıları, kadın ve çocuk istismarcıları ve aklınıza daha kimler gelirse gelsin affın kapsamına dahil edileceklerdir.
Teklif sahipleri bunu görmezden gelseler bile, sonuç itibarıyla olacak budur. Çıkarılacak kısmi bir affın, bütün mahkûmlara teşmil edileceği hususu asla göz ardı edilmemelidir.
Siyasi partilerin özellikle hukukçu milletvekillerinin de yaşanacak bu sonucu çok yakından bildikleri inancındayız…