Fatih Arıtürk

MÜBAREK GÜNLER, GECELER VE HARAM AYLAR

Fatih Arıtürk

Mübarek gecelerden

REGAİP KANDİLİNİ

idrak ederken, artık nostalji olan geçmiş yıllara ait  Siirt geleneğinde kandil gecelerini anımsatalım istedik. Dinimizde mübarek kabul edilen ve halk diliyle

(KANDİL GECELERİ)

olarak tanımlanan 5 gece bulunmaktadır. Bunlar

REGAİP, BERAAT, Mİ’RAÇ, KAADİR VE MEVLİD KANDİLLERİDİR. MEVLİD KANDİLİ dışında kalan dört mübarek gece de ÜÇ AYLARDA YER ALIRLAR.

Siirtliler olarak çocukluk yıllarımızda, kandil gecelerini dört gözle beklerdik. Çünkü kandil geceleri için Siirt’e özel

SELME, ASİDE

adını verdiğimiz tatlılar yapılır, konu-komşulara, akrabalara dağıtılır, hem de ev halkı olarak o güzel tatlılardan yerdik. İkindi namazını müteakip mezarlıklar ziyaret edilirdi. Fakirlere de tatlılar dağıtılırdı. Kandil gecelerinde hemen her evde

MEVLİD-İ ŞERİFLER, DELAİLİL HAYRATLAR OKUNURDU.

Evet, geçmiş yıllarda, Siirt’in kandil geceleri kutlamaları bir başkaydı. Sırası gelmişken, kandil gecelerin kısaca tanıtalım:

REGAİP KANDİLİ:

İslam âleminde önemli olan ve üç aylar olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan ayları içerisinde bulunan kandiller arasındaki ilk kandil gecesi

Regaip Kandili’dir.

Üç aylardan ilki olan Recep Ayı’nın ilk Perşembe gününü Cuma gününe bağlayan  gece Regaip Kandili olarak kutlanır.

Regâib, Arapça bir kelimedir ve “reğa-be” kökünden gelmektedir. “Reğa-be”, kelime anlamı olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek

RAĞBET ETMEK

ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. “Reğîb” kelimesinin anlamı, kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir.

Özetle Regaip, duada, iyilikte, af dilemekte rağbet edilmesi gereken gece anlamına gelir.

MİRAÇ KANDİLİ:

Recep ayının 26’ıncı gününü, 27’inci gününe bağlayan gece kutlanır.

Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED’İN (O’NA AL VE ASHABINA SALAT VE SELÂM OLSUN) İlahi saltanatı seyretmek üzere ALLÂH-Ü TE’ÂLÂ’NIN daveti ve gücü ile bir mucize olarak, Mekke-i Mükerremeden Mescid-i Aksa’ya ve oradan da Allâh-ü Te’âlâ’nın huzuruna kabul edildiği SİDRET-ÜL MÜNTEHA’YA yükseltildiği gecedir.

BERAAT KANDİLİ:

Şaban ayının 14’üncü gününü, 15’inci gününe bağlayan gecedir.

Kur’ân-ı Kerim’in Levh-i Mahfuz’dan Dünya semasına indirildiği, varlıkların bir senelik hayat ve rızıklarının tayin edildiği Müslümanların af ve lütuflara nail olduğu gecedir.

KADİR GECESİ:

Ramazan’ın 26’ıncı gecesini, 27’inci gecesine bağlayan gece kutlanmakla birlikte, Ramazan ayının son on gününün tek olan gecelerinde aranması gerektiği buyrulmuştur.

Kur’ân-ı Kerim’in  Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’E (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) inmeye başladığı gecedir.

Kur’an-ı Kerim’de hakkında ayet vardır. Bu ayet-i kerimede Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğu vurgulanmaktadır. Kadir gecesi Ramazan’ı şerif ayında olmakla birlikte hangi gece olduğu konusunda ihtilaflar vardır.

MEVLİD KANDİLİ:

Peygamber Efendimiz HAZRET’İ MUHAMMED’İN (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun)  dünyaya teşrif ettiği, Rebiül evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir.

Kandil gecelerini kutlamak İslam’ın ilk zamanlarında var olan bir adet değildir.  Osmanlı Padişahlarından II. Selim’den itibaren bu kutlama gün ve gecelerinde, minarelerde kandil yakılmasıyla birlikte

“Kandil”

adını almıştır.

Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED (O’na al ve ashabına salat

ve selam olsun)

bir hadis-i şeriflerinde

“Recep Allah’ın büyük ayıdır. Hiçbir ay hürmet ve fazilette bu aya ulaşamaz. Bu ayda kâfirlerle savaş haramdır. Şunu bilin ki Recep Allah’ın, Şaban benim ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Kim Recep ayının bir gününü oruç tutarsa, Allah’ın rızasını kazanmış olur. Allah’ın gazabı ondan uzaklaşır ve cehennem kapılarından birisi onun yüzüne kapanır”

buyurmuşlardır.

Üç ayların önemi Kur’an-ı Kerimin ayetleri ve hadis-i şeriflerle sabittir. Recep ayı hürmet edilmesi gereken dört kıymetli aydan birisidir. Kur’an-ı Kerimde mealen şöyle buyrulur:

(Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram olan aylardır.)

Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED (O’na al ve ashabına salat

ve selâm olsun)

Recep ayına çok değer verirlerdi ve

“Ya Rabbi, Recep ve Şaban’ı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir”

diye dua ederlerdi.

Yine hadis-i şeriflerde buyruldu ki:

(Haram aylar, Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.)

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.)

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) Ramazan ayı dışında yılın geri kalan günlerinde bir gün oruç tutup, bir gün bırakmaya

(DAVUD’İ ORUÇ)

denilir. Çünkü Hazret-i Davut Ramazan dışında yılın geri kalan günlerinde bir gün oruç tutar, bir gün bırakırdı. Bu tür oruç, devamlı oruçtan daha zordur. Oruç devamlı tutulursa, alışkanlık haline gelir.

Şimdi, din adamları kızabilirler amma, gerçeği söylemek gerekirse,

KANDİL GECELERİNDE, MEVLİD-İ ŞERİFLER OKUMAK, OKUTMAK, DİNLEMEK HAŞA NE FARZDIR, NE SÜNNETTİR, GERÇEK ANLAMDA “BİDATTİR.”

Yani, İslâm dininin özünde olmadığı halde, bilahare ortaya çıkarılan bir uygulamadır. Amma,  İKİ TÜRLÜ BİDAT VARDIR. BUNLARDAN BİRİ MEKRUH OLAN (YAPILMASI UYGUN OLMAYAN) BİDATLERDİR. İKİNCİSİ İSE MENDUP OLAN (YAPILMASI SEVAPLARA YOL AÇABİLECEK) BİDATLERDİR Kİ BUNLARA (BİDAT-I HASENE) DENİLİR.  Biz, Mevlid-i şeriflerin okunmasını, okutulmasını, dinlenmesini de, İslâmi kuralları çerçevesinde “BİDAT-I HASENE” olarak değerlendirebiliriz.

Ancak, samimiyetle söylüyorum, MEVLİD-İ ŞERİF OKUSANIZ, OKUMASANIZ; DİNLESENİZ, DİNLEMESENİZ BİLE, yukarıda belirttiğim gibi, yatsı namazını kıldıktan ve yattıktan sonra, imsak öncesinde kalkar, iki rekat teheccüt namazı kılar, bildiğiniz birkaç süreyi okur, dua ederseniz,

KANDİL GECELERİNİ  İHYA AÇISINDAN ÇOK DAHA KAZANÇLI ÇIKARSINIZ.

Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat ve

selam olsun)

Recep ayının faziletiyle ilgili bazı Hadis-i şeriflerini sunarak KANDİL GECELERİNİN önemine bu açıdan da vurgu yapalım:

*(Receb ayında ALLAH’A çok istiğfar edin; çünkü ALLAHÜ TEÂLÂ Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkleri vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.)

*(ALLAHÜ TEÂLÂ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.)

*(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir.)

*(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.)

*(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.)

*(Receb büyük bir aydır. Allahü teâlâ bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti.)

*(Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler.)

*(Receb’in ilk Cuma gecesini [Regaib gecesini] ihya edene, kabir azabı yapılmaz. Duaları kabul edilir. Yalnız, yedi kimsenin duası kabul olmaz: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan.) [Bunlar, bu günahlardan vazgeçmedikçe, tövbe etmedikçe, duaları kabul olmaz.]

Receb ayında yapılan dua kabul edilir, hatalar affedilir. Günah işleyenin cezası da kat kat olur. Mübarek üç ayları sırasıyla idrak edeceğiz. Oruç ibadetinin, sadece Ramazan ayında farz olmasına karşılık biliyoruz ki, birçok Müslüman kardeşlerimiz üç ayın tümünü de oruçlu geçirmektedirler. Bazı kardeşlerimizin ise Recep ve Şaban aylarında Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmayı itiyat haline getirdiklerini biliyor ve duyuyoruz.

Mübarek KANDİL GECELERİ idrak edilirken, bütün Müslümanlara düşen önemli bir görev vardır. Mazlum Müslüman ülkelerine ve halklarına dua etmek. Öyle ya ABD, AB, İsrail, Rusya ve Çin emperyalizminin pençesi altında inim – inim inleyen Müslüman kardeşlerimiz için hiçbir şey yapamıyorsak, bari dua edelim. Ortadoğu, sözün tam anlamıyla bir ateş çemberi içinde. Dünya’da bugün sadece Müslüman ülkelerin halkları emperyalizmin pençesi altında inim inim inletilmektedir. Müslümanlar birbirini öldürüyor, gâvurlar, Müslümanları öldürüyor! Yani, öldürülenler hep Müslümanlar!

Son yıllarda yaşananları düşününüz,

“ARAP BAHARI”

adı altında Müslüman ülkelerin düşürüldüğü durumları süzgeçten geçiriniz. Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da, Suriye’de, hatta bugün için Türkiye’de yaşanan terör olaylarını tahlil ediniz. Emperyalistlerin tuzaklarına düşürülen Müslüman ülkelerde kardeşkanı sebil gibi akmakta. Müslümanlar, birbirlerine düşürülerek petrolleri, yer altı zenginlikleri yağma edilmektedir.

Müslümanlar, gizli bir haçlı savaşıyla karşı karşıya bırakılmışlardır. Büyük Ortadoğu Projesi budur. Ölenler de, öldürülenler de Müslümanlardır. ABD, AB, İsrail ve Rusya Müslümanları birbirlerine düşürmekte ve yağmalamaktadır. Evet, geliniz Müslüman kardeşlerimiz için hiç olmazsa mübarek üç aylarda dua edelim.

YÜCE ALLAH’IN (KAHHAR) adının,

Müslüman düşmanlarını kahretmesini dileyelim.

Kandil gecelerinin başta okuyucularım ve Siirtli Hemşerilerim olmak üzere, Müslüman Milletimize, bütün İslâm âlemine ve tüm insanlığa dostluk, barış ve kardeşlik vesilesi olmasını diliyor,

MÜBAREK

KANDİLLERİNİ TEBRİK EDİYORUZ.

Yazarın Diğer Yazıları