Her devrin kendine göre MUSALARI, FİRAVUNLARI; HARUNLARI VE KARUNLARI VARDIR.
Musalar, adaletin; Firavunlarsa zulmün ve küfrün temsilcileridir. Harunlara gelince, onlar yoksulluğun simgesi, Karunlar ise zenginliğin, şatafatın, lüksün göstergeleridir. Evet, her devrin Musaları, Firavunları; Harunları ve Karunları vardır. Dünya yaratıldığından beri bunlar hep var olmağa devam etmişlerdir, devam etmektedirler.
Ancak, toplum için en tehlikelileri Musa gibi gelerek Firavunlaşanlar; Harun gibi gelerek Karunlara dönüşenlerdir. İşte, toplumlar (insanlar) ne çekiyorlarsa, bunlardan çekmektedirler.
Koronavirüs sayesinde maskeleri tanıdık ama maskesiz maskelileri bir türlü tanıyamıyoruz. Söylemlerine bakarsanız, Musa gibi konuştuklarını, adalete âşık olduklarını zannedersiniz. Eşitlikten, kardeşlikten, birlik ve beraberlikten bahsederlerken paylaşmaya, bölüşmeye o kadar meyilli görünürler ki adeta birer Harun oldukları sanısına kapılırsınız. Gerçekte adalet onlar için sadece rakiplerini sindirmek için kullandıkları bir araçtır. Bölüşmeyi dilleriyle isterler, servetlerini samanlarını gizlerler!
Çevrenize şöyle bir göz atarak bakınız bakalım. Gerçek Musalarla, Musa gibi gelip Firavunlaşanları; Harun gibi gelip de Karun kesilenleri görebilecek misiniz! Eğer göremiyor, sezemiyorsanız, kusura bakmayın ama gönül gözünüz kapalı demektir.
Yüce Rabbimden dileğim, cümle insanlarımıza Musa maskeli Firavunlarla; Harun maskeli Karunları görmeleri için gönül gözü ihsan etmesidir! Toplumların kurtuluşu buna bağlıdır!