Bilindiği üzere dün gece saat 22.00’da İçişleri Bakanı olarak tek taraflı almış olduğu sokağa çıkma yasağından ötürü tepki gören sayın Süleyman Soylu, kendisine atfedilen suçlamalar karşısında çok insani bir refleks göstererek bizim siyasetimizde hiç de alışık olmadığımız soylu bir istifa kararı almıştı.. Peki neydi sebep? sadece sokağa çıkma kararı mı? öncesi var mıydı? vardı elbette.. Neydi peki; şöyle bir hafızamızı yoklayalım, bakan ne demişti? PKK’yı Kandil’e gömerim.. Yaptı mı yaptı.. FETÖ’nün içeride ve dışarıda yuvalarını dağıtacağım dedi mi? dedi.. Yaptı mı yaptı.. Elazığ depreminde 23 gün boyunca çadırda ve karavanda kaldığını, hatta bazı görevlilerin de utançlarından evlerine gitmediklerini bilmiyor muyuz? elbette biliyoruz.. son çıkan infaz yasasında halkın hassasiyetini önde tutmak için Adalet Bakanlığıyla birlikte çok çalıştığını bilmiyor muyuz? biliyoruz elbette…
Üstelik reis benim babam gibidir, hiç bir zaman onu yalnız bırakmam dediği halde ne oldu da 2. kez istifa kararı aldı.. Önce bir onu konuşalım isterseniz.. Maalesef bu her yerde böyle oluyor.. İyi adamsan, çalışkansan ve seviliyorsan muhakkak çelme takmaya çalışırlar.. İsterseniz empati yapalım; şimdi siz işyerinizde çok seviliyor ve de hürmet görüyorsunuz, üstelik gelen müşteriler de sizi soruyorlar ve patronla aranız iyi.. Ne güzel değil mi? evet, ama öyle olmuyor işte.. Patronun yakınında olanlar (zaten onlar her yerde olurlar) bir an bile yalnız bırakmazlar ve vantuz misali hiç bir şey yapmazlar ama, çok şey yapmış gibi hareket ederler.. Üstelik fırsatını bulunca patrona gerekli zehri enjekte ederler.. Durum bundan ibaret, meyve veren ağaç taşlanır misali.. Peki ne oldu da istifa açıklamasından 2.5 saat sonra geldi kabul edilmeme kararı.. Aradaki sürede neler oldu? Tabii ki reis çok tecrübeli ve akıllı.. Bekledi ve toplumun yarattığı infiali gördü.. Sosyal medya üzerinde FETÖ’cülerin ve PKK’lıların sevinç çığlıklarını gördü.. İnsanların bu soylu adamı ne kadar çok sevdiğini bir kez daha gördü ve istifasını kabul etmedi.. Halbuki söylenenler reisin bu duruma çok kızdığı ve Kahramanmaraş milletvekili Celalettin beyi bakan olarak atayacağıydı.. Bu seferde bütün dengeler değişecekti öyle ya, kucağını açmış Soylu’nun kendilerine gelmesini bekleyen bir MHP gerçeği vardı.. Zira, ilk görüşmeler bundan 2 ay önce Devlet Bahçeli’nin rahatsızlığı döneminde başladı.. Bahçeli’nin yerine düşünülen isim Sayın Süleyman Soylu’dan başkası değildi ki, Devlet bey de bundan haberdardı ve sevinmişti.. Bu soylu adam partinin başına geçerse, tüm küskünlerin partiye geri döneceğinin hesabını yapıyorlardı ve yapılan toplantılar da, kamuoyu araştırmaları da böyle söylüyordu.. Unuttukları her şeyi tahmin eden reis, bununda haberini almıştı ve istifayı kabul etmedi.. Şimdilik fırtına dindi, yalnız benim gördüğüm bu kılıç kınından çıktı bir kere..
Bu istifa durumunu her zaman ve her yerde konuşacaklar, kim bunlar yeni parti kuranlar, parti içinde kalmış ve gizliden gizliye fırsat bekleyenler, ortalığın normalleşmeye başlamasını bekleyenler ve koronavirüs’ünün bitmesini bekleyip üstelik ağababalarından gelecek karar zamanını bekleyenler.. Bu yaz çok sıcak geçecek, sonrası sonbahar zaten…