Ülkeleri esir alan ve korona virüsü denilen sinsi düşman, kendilerinden “Süper güç” diye söz ettiren ABD ile Rusya’nın bu sıfatlarına son vererek;
“Dünyanın süper gücü benim.. Öldürücü silahlara sahip olan ülkelerle kendilerini çok güçlü sanan ülke yöneticilerinin hiç biri benim gibi güçlü olamazlar..”
dercesine can almaya, ekonomilere de büyük zarar vermeye devam ediyor ve gözler, tıp otoritelerinin bu amansız düşmanı yok edecek aşı, ya da ilacının ne zaman bulunacağına çevrilmiş endişeli bir bekleyiş içinde...
Pandemi’nin dünya gündemine girmesinden sonra bazı devlet adamlarının da salgına yakalandıkları ve bunlardan biri olan İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un ölümden döndüğü unutulmamıştır kanımca... Salgını daha az can kaybıyla atlatmak için seferber edilen gayretler sürdürülürken geçen hafta sonu ABD Başkanı Donald Trump ile eşi Melanie’nin virüsü kaptıklarının Başkan Trump tarafından sosyal medya hesabı Twitter’den bizzat duyurulması, birçok ülkede olduğu gibi bizde de yankılar uyandırdı ve İstanbul’un bazı mekanlarında bu açıklama ile ilgili olarak yapılan konuşmalarda;
“Korona, makamları da umursamıyor...”
deniliyordu ağırlıklı olarak..
Yine anımsanırsa, pandeminin ilk dönemlerinde birileri “Bu ölümcül virüs bir laboratuvarda üretildi...” iddiasından da söz ediliyordu ama bunun gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı kısa zamanda... Çünkü, bu iddianın azcık bir dayanağı olsaydı, taş üstüne taş bırakılmazdı mikrobu üreten laboratuvarın bulunduğu ülkede...
Önümüzdeki Kasım ayının 3’ünde Başkanlık seçiminde rakibi Joe Biden ile yarışacak olan Başkan Trump, isteseydi virüs kaptığını gizleyebilirdi ama oy isteyeceği ABD’li seçmenlere, şeffaflığı önemsediğinin mesajını vermeyi tercih etti kuvvetle muhtemel...
Ölümcül virüsün dünyadaki seyri yanı sıra ülkemizdeki seyrine yönelik yapılan açıklamalar da dikkatle izleniyor kamuoyumuzda... Salgın vakalarının yaygınlaşmamasına yönelik uyulması istenen kuralların her gün dile getiriliyor olmasına rağmen kimilerinin uymamasına tepki gösterenler; “Kurallara riayet edenler, etmeyenleri ikaz etmek istiyorlarsa da, tatsız bir yanıt alınabileceği endişesi yüzünden yapılması gerekenden kaçınıyorlar..” derlerken, son zamanlarda ülkemizde salgınla ilgili yapılan açıklamalara yönelik eleştirilerin kafaları karıştırdığına da değinerek; “Aslında bazı deyimlerdeki değişiklikler bile düşündürmektedir.. Örneğin vaka sayısı yerine hasta sayısı denmeye başlanması... Başlangıçtan beri bunun düşünülmesi gerekmez miydi*..” ifadelerini kullanmaktan alamıyorlar kendilerini...
Ülkemize karşı sayısız olumsuzlukları olan ABD ve dolayısıyla yönetimini beğenmiyor ve benimsemiyor olsam da her gün;
ya Rabbim; ülkemiz ve tüm İslam ile diğer dünya ülkelerini koronavirüs musibetinden kurtar, merhametine muhtacız...
sözleriyle terennüm ettiğim duaya Başkan Trump’un da dahil olduğunun altını çizerek,
sağlığına kavuşması dileğinde bulunuyorum yine de...
