Dürüst ve mert olan bireylerin verdikleri sözü yerine getirmelerinde olduğu gibi, toplumu ilgilendiren konularda verilen sözlerin de yerine getirilmesi gerekir ki; acı çekilmesin, büyük zarar görülmesin küresel bazda... Ülkemiz yönetiminde söz sahibi kılınanlar, akan yıllar içinde verdikleri sözleri yerine getirmiş olsaydılar, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla sulanan cennet vatanımız kalkınmış ülkeler safındaki yerini alırdı dedikten sonra uluslararası konularda verdikleri sözlerin arkasında durmak yerine çatışmaların devamını arzulayan zihniyetten söz etmek isterim kısaca...
Geçen hafta sonu Reyhanlı Barajı açılış törenine video konferansla katılan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği geniş mesajlar arasında; sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör koridorlarına vücut buldurma arzularının yaptığımız müdahalelerle kırıldığının altını çizerek; “Halen var olan terör yuvaları ya söz verildiği gibi temizlenir, ya da biz gerekeni yapmaya devam ederiz... Güney sınırımızda istikrar sağlanana kadar sahada aktif şekilde yer almayı sürdüreceğiz… İdlib’te yeni bir insanlık trajedisi yaşanmasına yol açacak hiç bir adımı asla kabul etmeyeceğiz... “ sözleri de yer alıyordu ve tüm gelişmeleri dikkatle izlemekte olan vatandaşlar; bu önemli mesaja yönelik değerlendirmelerde bulunuyorlardı değişik sorunlardan konuşurlarken...
“Arap Baharı” senaryolarında en ağır bedel ödeyen ülkenin Suriye olduğu tartışılmazdır ve buradaki gelişmelere son verecek bir siyasi mutabakatın nasıl ve ne zaman sağlanacağı bilinmiyor maalesef... Suriye için çözüm üretmek gayesiyle Türkiye-Rusya ve İran’ın garantör devletler olarak birlikte hareket etmelerinden de halen olumlu sonuç alınmamışken bölgede yaşanan yeni gelişmelerin, olumlu sonucu geciktireceği görüşlerine ağırlık kazandırmış bulunmakta...
Bölgedeki zenginlikleri paylaşma adına senaryolar üreten emperyal güçlerin asıl amaçlarını görmeyen göz yoktur kanımca da... On binlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının vatanlarını terk etmelerine sebebiyet verdiği anlaşılan “Arap Baharı” senaryosu yerine yeni senaryolar üretilerek devreye sokmak için azami gayretin seferber edileceğinden, şüphesi yok kimselerin... Bu görüşü de paylaşmakta olan yurttaşlarımız; “Halen var olan sınırlarımızdaki terör gruplarının söz verildiği gibi temizlenmemesi durumunda gereğini bizler yapacağımıza yönelik mesaj, elbette en doğal hakkımızdır... Gerçi, biz toplum olarak sözlerinde durmayanların kimler olduğunu biliyoruz ama keşke sayın Cumhurbaşkanımız, sözlerinin arkasında durmayan dürüstlükten uzak olanların adlarını da verseydi...” diye de dillendiriyorlar tepkilerini...
Çıkar gruplarının maşaları olan teröre destek vererek sözlerinde durmayanları tel’in ediyorum kamu oyumuzun da duygularına tercüman olarak...