Gerekli olan bazı hizmetlerin bir an önce gerçekleştirilmesine yönelik uygulamalar vardır ve örneğin; Milli Eğitime yapılan bağışların tüm tutarları, bağış yapanların kazançlarından düşürülerek kendilerine bir avantaj sağlanmış oluyor ödeyecekleri vergide... Bu uygulama sonucu yurdumuzun birçok yerinde okul binaları yapıldığını ve Siirt’imizin de bundan nasiplendiğini anımsadığımdan Milli Eğitim’e yapılmakta olan bağışı örnek gösterdiğimin altını çizerken, son yıllarda Kamu Özel İşbirliği modellerinden biri olan yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilen hizmetlere yönelik paylaşıldığına tanık olduğum görüşlere değinmek isterim kısaca... Bazı hizmetleri vatandaşın bağışlarıyla sağlamakla sözünü ettiğim yap-işlet-devret modeli, farklı şeylerdir elbet.. Bağış yolu ile yapılan okul, ya da derslikler tamamlandığında yer aldıkları illerin Milli Eğitim Müdürlüklerine teslim edilirler ve bağışta bulunanların istifadeleri; hizmet için harcadıkları rakamın tümünü kazançlarından düşürmeleridir sadece...
Öncelikle şunu belirteyim ki, yap-işlet-devret modeli ile önemli hizmetler gerçekleştirilmiştir, ancak; “Devletin cebinden kuruş çıkmadan icra edilen hizmetler” diye ifade edilen hizmetler için halkımızın uzun yıllar küçümsenmeyecek paralar ödeyecek olması, devletin kasasından çok büyük paralar çıkacağının göstergesi olarak görüldüğünden, eleştirilmektedir İstanbul’da... “Ele alınarak tamamlanan oto yollar, köprüler, hastaneler ve diğer bazı hizmetler için yolcu sayısı, araç sayısı, hasta sayısı garantisinin verilmiş olması hizmetlerin maliyetini çok büyük boyutlara ulaştıracak ve bu maliyetin faturasını yine halkımız ödeyecektir. Bu nedenle hizmetlerin devlet eliyle yapılması, ekonomik açıdan ülkemizin menfaatine olacaktı.. Yap-işlet-devret modeli ile ihaleye çıkarılan hizmetlere büyük ilgi duyulması nedeni, hizmeti üstlenenlere gelir garantisi verilmiş olmasıdır...” diyen bazı yurttaşlarımız paralı otoyollardan geçişlerde yaptıkları ödemelerin çok yüksek olduğundan yakınırlarken de; “Alınan ücretlerde bir indirim yapılması söz konusu değil...” tepkisini izhar ediyorlardı aynı zamanda...
Yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilen hizmetleri üstlenenlere, modeli uygulayan başka ülkelerde benzer garantiler verilmesi mümkün değildir kanımca da ve bu konudaki yakınmalarında vatandaşlarımızın ne kadar haklı olduklarını yaşayarak gözlemlerken, sevindiğim hizmetlere gölge düştü maalesef... İstanbul’dayken Bandırmada ikamet eden yakınımı da ziyaret etmek istediğimi dile getirince, sevgili yakınım “Hemen geliyorum” diyerek çıktı ve kısa bir zaman zarfında eve dönünce; “Haydi araba aşağıda, zaten Bandırma buradan 2,5 saat uzaklıkta...” diyerek ısrar edince vazgeçtim itiraz etmekten... Vapur, ya da otobüsle gitmeyi düşünüyorduk aslında ama taksi ile gitmek vardı nasipte... Gerçekten de 2 saat 20 dakikada vardık Bandırma’ya ve gecemizi ziyaret ettiğimiz yakınlarımızla geçirdikten sonra dönmüş olduk İstanbul’a... Bandırma ziyaretimi neden mi anlattım diye sorarsanız; gidiş ve geliş esnasında geçişlerde toplam 396 TL ödendiğine tanık olduğumdan... Haliyle de pişmanlık duydum Bandırma’ya gitmekten söz ettiğim için...