Milli gelir; bir ülkenin ekonomik gücünün, kişi başına düşen milli gelir ise; vatandaşların ortalama gelir düzeyinin göstergesidir ve uluslararası karşılaştırmalarda milli gelir, genellikle ABD dolarının değeri üzerinden hesaplanmakta... Ülkemizde de kişi başına düşen milli gelir, Amerikan doları olarak belirlenip ifade edilmekte ve liramızın dolar karşısında değer kaybetmesi sonucu önemli bir azalma yaşanıyor söz konusu gelirde...
Daha çok üreterek fazlasını ihraç etme şansına kavuşmadığımızdan milli gelirimizde artış olmamakta ve bu nedenle savunma başta olmak üzere başka sektörlerdeki birçok ihtiyaç kalemini de ithal etmekteyiz yıllardan beri... Bir zamanlar tarım sektöründeki çok elverişli potansiyel sayesinde dünyanın kendi kendine yeterli nadide ülkelerinden biri olduğumuz halde son yıllarda Buğday da dahil çok sayıda tarımsal ürünü ithal etmek durumunda kalmış olmamız; üzüyor, düşündürüyor ve karamsarlığa itiyor bizleri...
2023 yılında kişi başına düşen milli gelirin 20 bin doları aşacağına yönelik söylemleri anımsadım yazımı karalarken... Günümüzde asgari ücretlilerle dar gelirlilerin bu bağlamdaki gelirlerinde büyük düşüşler yaşanıyor ve bu olumsuzluğun daha da devam edeceğinden endişe duyduklarını belirten bazı vatandaşlar; “Dolar bazında hesaplanan kişi başına gelirdeki azalma nedeniyle birçok vatandaşımızın yıllık geliri 5 bin doların altında kalıyor. 4 kişilik bir ailenin sadece tek çalışanı varsa ve yıllık geliri 9 bin dolar olsa, bunun TL karşılığı 65 bin 700 TL’ye tekabül etmektedir ki, çoğu aile böyle bir gelirden mahrumdur. 4 kişilik bir ailenin kişi başına düşen milli gelirini 4 bin dolardan hesaplarsak, toplamda 16 bin dolar gelire sahip olmaları gerekir ve böyle bir paranın TL karşılığı 116 bin 800 TL’dir. Ülkemiz genelinde böyle bir gelir elde eden ailelerin sayısı oldukça azdır...” sözleriyle ifade ediyorlar tepkilerini...
İşsizliği asgari düzeye çekemedikçe, her türlü ihtiyacımızı mümkün mertebe kendi bünyemizde sağlama şansına kavuşmadıkça, elverişli potansiyellerimizi en iyi şekilde değerlendirip o potansiyellerden elde edilecek ürünün fazlasını başka ülkelere ihraç edemedikçe milli gelirimizde arzulanan bir artışı gerçekleştirmek söz konusu olmayacaktır kanımca da... Şu an ekonomik alanda yaşanmakta olan sıkıntıdan milyonlarca insanımızın büyük bir mağduriyet yaşama nedeni, milli gelir dağılımındaki adaletsizliktir maalesef... Birilerinin yıllık milli gelirleri milyon dolarları bulurken, 3 veya 4 nüfuslu ailelerin çoğunda bu rakamın 4 bin dolarda kalması, belgeliyor bu acı gerçeği.. Milli gelir dağılımındaki adaletsizliğin en önemli halkalarından biri ücret dengesizliğidir ve bu dengesizliği gidermesi gerekenler, ücret artışlarını yüzde üzerinden yapmakta bir sakınca görmüyorlar halen... Ayda 15-20 bin TL maaş alanlarla 2-3 bin TL maaş alanların ücretlerine yapılan %5’lik bir artış, aradaki farkı daha da büyütüyor ve sadece bu olumsuzluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik gerçeğini seriyor gözler önüne... O halde mutlaka daha çok üretme hedefine ulaşma gayreti güdülmeli ve bunu yaparken de milli gelir dağılımındaki adaletsizliğin asgari düzeyde kalmasını sağlayacak önlemlerin kaçınılmazlık arz ettiği unutulmamalı!..