Çok geliştik.. O kadar çok geliştik ki; bunu serbest piyasa ekonomisine geçerek başardık.. Patatesinden soğanına, karpuzundan kavununa, domatesinden biberine, tavuğundan yumurtasına, dininden inancına, milliyetçiliğine, davalarına ve ideolojilerine kadar her şey sahte.
Aslında biz uygarlığı yanlış yerde arıyoruz.. Tüm bu sorunların kaynağından medeniyet bekliyoruz.. Olacak şey mi?
Bana göre medeniyet; soyan, sömüren, işgal eden, katleden, parçalayan, yıkan, çalan tarafın ulaştığı nokta değildir.. Tam tersine, bizi dövüştürmeyin, soymayın, işgal etmeyin, parçalamayın, katletmeyin, öldürmeyin, barış içinde paylaşarak bir arada yaşayalım diyen tarafın bulunduğu noktadır.. Güney ve Kuzey Amerika’da bundan 500 yıl önce İnkalar, Mayalar, Aztekler ve Kızılderililer’den oluşan 100 milyon yerli insan yaşıyordu.
Bugün bunlardan bir kaç milyon insan kalmışsa, geri kalan 90 milyonu, bugünkü medeniyet beklediğimiz ülkelerin ataları tarafından öldürüldüğündendir ve bu katliamların tek nedeni hırsızlıktı, soygundu.. Yastık altındaki altınlarını, gümüşlerini, bakırlarını soymak içindi.
Aynı beyaz adamın çocukları, 300 yıl boyunca Afrika kıtasında buldukları siyah yerlilerin 100 milyon kadarını köle olarak kullanmaya kalktılar.. Bu 100 milyondan yaklaşık 90 milyon kadarını her şekilde açlıktan, hastalıktan, işkenceden, eziyetten öldürdüler.. Kalan 10 milyon en iyi seçilmiş sağlam, dayanıklı insanı köle olarak götürüp yüzyıllarca kullandılar ve pazarlarda satarak sınırsız servet kazandılar ve sonra bunları da unutturdular.
Şimdi bunların torunları, petrollerini, madenlerini ve tüm kaynaklarını çalmak için orta doğuda milyonlarca insanı öldürmeye devam ediyor.. Uzun zamandır sıra Türkiye’deydi.. En yoğun, en gizli çalışmayı Türkiye için yapıyorlar ve biz hala günlük dedikodularla zaman kaybediyoruz.. Şimdi biz bunlardan ve şirketlerinden uygarlık bekliyoruz.. Bu olacak şey mi?