Güzelim ülkemizi yönetenlerin, enflasyon ve dövizin köpüğünü aldık derken tam olarak neyi söylemek istedikleri vatandaşlarımızca pek anlaşılamasa da Türk siyasi hayatına yeni kavram kazandırdıklarını kabul etmek zorundayız.
Birileri köpük almakla her şeyi yoluna koyduklarını söylemeye çalışsalar da köpük almak her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor ne yazık ki.. Köpüğü oluşturan ana malzemede ortaya çıkan eylemi ortadan kaldırmadığınız sürece tekrar köpük oluşacak ve sizin ömrünüz de köpük almakla geçecektir.
Köpük almak geçici bir çözüm olup, övünülecek bir durum da değildir.. Sadece günü kurtarmak, sorunu ertelemek ve zaman kazanmaktır.. Daha kaba bir ifadeyle çöpü halının altına süpürmektir.
Köpüklenme neden oluşur? Koyu kıvamlı bir sıvının kaynamasıyla, su gibi maddelerin çalkalanmasıyla ve bir de sabun türü bir malzemeyi ovalamakla.. Bu nedenlerle oluşan köpüğü almak; kaynamayı, çalkalanmayı ve ovuşturmayı ortadan kaldırmadığınız sürece hiçbir işe yaramaz ve kaynama tekrar başladığında yeniden köpük oluşur, çalkalanma devam ettiği sürece köpük yeniden birikmeye başlar ve o ovalama sürdükçe köpük tekrar birikme eğilimi gösterir.. Yeniden bir köpük alma telaşı başlar ve bir adım geç kalındığına köpük kontrolden çıkarak her alana ulaşır.
Asıl iş köpük oluşumuna neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır,
buna gücünüz yetmiyorsa köpük peşinde koşar durursunuz.
Son aylarda yaşadığımız %100 devalüasyon sonucu ortaya çıkan döviz kuru artışları ve buna bağlı olarak gerçekleşen hayat pahalılığının yanı sıra, vatandaşın fahiş elektrik ve doğalgaz fatura isyanları karşısında çaresiz kalan yönetim, teselliyi köpük almakta buluyor.. İsmi lazım değil, bir yabancı para biriminin değeri 7 TL'den 18 TL'ye çıktı ya; sonra da 14 TL'ye geriledi ya; yönetim bu düşüşü köpük alma ve dövizde istikrar olarak açıkladı.. Çok iyimser olan yönetimimizin 7 TL' den 14 TL'ye çıkışa nedense diyeceği hiçbir sözü olmadı.
Oysa piyasalar kaynamaya ve çalkalanmaya devam ediyor.. Bu kaynama ve çalkalanmanın yeniden bir köpük oluşturmayacağının garantisi de yok.
Bu kaynamayı durdurabilecek misiniz? Bu çalkalanmayı kontrol atına alabilecek misiniz? Yapılması gereken asıl budur.. Sabunla suyu bir arada tutmaya devam ederseniz azıcık bir ovuşturmayla ortalık bir anda köpüğe boğulacaktır.
Kaynayan malzemenin ateşini kısamazsanız bir süre sonra köpük saçmaya başlayacaktır.. Kaynadıkça da bir süre sonra köpürdükçe köpürecektir.
İşin özü, bu iş öyle köpük işi falan değil.. Köpük almakla uğraşmak yerine köpüklenmeye neden olan malzemeleri ortadan kaldırmaya çalışmaktır..
Çok dilimize doladığımız ve bir başarıymış gibi sunduğumuz köpük alma işi sadece bir magazindir.. Ekonomik kriz dönemlerinde sadece kamuoyunun bir panik yaşamasını önlemeye yönelik kulağa hoş gelen bir söylemdir.
Enflasyon ve dövizin köpüğü alınmış mıdır derseniz; evet köpük alınmıştır ancak köpük oluşumunu gerçekleştiren nedenler ortadan kalkmamıştır/kaldırılamamıştır.. Köpüğü almış olmanın rehaveti sürerse yeni köpüklenmelere de hazırlıklı olunmalıdır.
Türk siyasi hayatına her dönem yeni kavramlar kazandırmak siyasetçilerimizin en çok becerdiği ve başarılı olduğu büyük becerisidir ve siyasiler icraatlarından çok bu tür söylemleriyle akıllarda kalırlar.
Tercih sizin; “İster köpüklenmeyi oluşturan malzemeyi ortadan kaldırarak sorunu kökten çözün, isterseniz köpük almaya ve bununla övünmeye devam edin.. Çünkü tarih her ikisini de yazacak ve belki de tarihe köpükgiller olarak geçeceksiniz.”