Yusuf Salih Arıtürk

PUTİN, UKRAYNA'YA DALDI!

Yusuf Salih Arıtürk

Dünyanın gözü önünde tüm batı dünyasının ve ABD'nin ihtar ve tehditlerine rağmen, Putin hiç konuşmadan Ukrayna'yı parçalayarak ilerlemeye başladı.. Putin'in, ihtiyaç dahilinde Rusya devleti adına kurduğu çok ciddi birkaç cümle dışında günlük iç politikaya ve alkışa yönelik bir konuşmasını asla duymadık.. Putin'in devlet politikalarını ancak uygulama bittikten sonra öğreniyoruz.. Çünkü Putin, konuşmuyor ve direk yapacağını yapıyor.. Kalleşlik yapmadan, kandırmadan açıktan hedef belirleyerek ilerliyor.. Ukrayna'nın iki şehrine Ukrayna'dan ayrılıp bağımsız olma yolunu gösterdi ve ardından sizin bağımsızlığınızı tanıdım dedi, olay bitti.. Birkaç yıl sonra da bunları Rusya'yla birleştirecektir.

ABD ise ambargoyu arttırırım, Ukrayna'ya daha çok silah veririm demekten öteye gidemedi.. Dünya politikalarından habersiz herkes ABD'nin Rusya'ya savaş ilan edeceğini sanıyordu.. Olan Ukrayna'ya oldu ve olmaya da devam edecek.

Rusya Suriye'den de en büyük payı almıştı.. Ciddi savaş yapmadan izlediği kararlı politikalarla Suriye yönetimini korumasına aldı ve Suriye'yi yönetir oldu.. Suriye'nin yarısı Rusya'nın hakimiyetine geçerken, diğer yarısında da İsrail'in yönettiği Kürdistan temelleri atıldı.. Bize de kala kala 10 milyon Suriyeli ve yüzlerce şehit cenazesi kaldı.

Yani, bunların hiçbiri tesadüfen olmuyor.. Bunların hiçbiri el, kol hareketiyle, basit çocuksu kahramanlıklarla da olmuyor.

Rusya gücünü dış yardımdan almıyor.. Batılı şirketler bize yatırım yapsın da  biz de üç beş kuruş kazanalım, biraz da istihdam olsun diye beklemiyor.

Bizimkiler her Allah’ın günü günde 5 kez birbirlerine laf yetiştirmeye çalışırken, Rusya sayısız tank yaparak, top üretiyordu.. Okullarında ibadeti değil, bilimi öğretiyordu.

Bizimkiler, Bay Kemal, HDP, fotoğraf, Nas ve ayet laflarıyla alkış almaya çalışırken, Rusya devleti gece gündüz ağır silahlar üretiyordu.

Bizimkiler, kuran kursu, türban, bacımın başörtüsü laflarıyla bu millete yıllarını kaybettirirken, Rusya dünyanın en gelişmiş füzelerini ve nükleer silahlarını üretiyordu.

Bizimkiler, tam bağımsız Atatürk Cumhuriyetini yıkıp şeriat devletine dönmek için hukuku, bilimi, kalkınmayı terk ederek, hocalar, şeyhler, tarikatlar, cemaatler düzenini kuracak ordular hazırlarken, bunun için ülkenin yetiştirdiği en değerli komutanları zindanlara atarken,

Rusya ise çok güçlü, disiplinli ve tam milliyetçi ordular hazırlıyordu.

Bizimkiler, her şeyimizi özelleştirelim, devletin geliri kalmasın borç alarak geçinsin, iktidara yakın olan şirketler de sınırsız zengin olsun diye politikalar üretirken, Rusya Devlet Başkanı Putin, demokratik olur mu olmaz mı, hukuka uyar mı uymaz mı demeden, Sovyetler Birliği yıkılırken Batının organizasyonuyla ülkenin tüm gelir kaynaklarına el koyan Rus mafyasına, devleti soyarak sınırsız zenginleşmiş işadamlarına zorla müdahale ediyordu.. Tüm şirketlerin partilere değil, Rusya devleti hizmetine ve çıkarlarına çalışmalarını sağlıyordu. Putin, bunların başka ülkelere servet kaçırmalarını zor kullanarak önledi.. Çünkü ülkemizde olduğu gibi bunların tamamı hukuki olmayan gasp ve siyasi hırsızlık yoluyla elde edilmişti.

Yani sözün özü, bizim ülkemizin siyasetçileri, Türklükten ve Türkçeden uzaklaşmayı, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almayı marifet sayarken,

Rusya, Doğusunda, Güneyinde ve Sibirya Bölgesinde Türk kökenli toplumları Rus milliyetçisi yapabilmenin tüm bilimsel, akılcı politikalarını üretiyordu.

Bu durumda tabii ki Rusya ilerleyecek ve Türkiye’miz gerileyecektir.. En iyisi devlet adamlığından, devlet menfaatinden uzak olan 100 partiyi kapatmak.. Politikaya girmemiş devlet adamlığı niteliği ağır basan iyi yetişmiş sayısız uzmanımızı göreve getirelim ve siyasetçilerin ülkemize verdiği zararı bu şekilde önleyelim.

Bunu yapmazsak, bizimkilerin birçoğu Türkiye'mizi gönüllü olarak ABD, İngiltere, İsrail ve Rusya arasında paylaştırmaya dünden hazır gibiler.

Yazarın Diğer Yazıları