Siyaset sözlüğümüze son yıllarda yerli ve milli kavramı kazandırılırken, bu kavram hem teknoloji hem de kültür alanı için kullanılıyor.. Türkiye’de yapılan bir sanayi ürününe yerli sıfatı takılırken, milli kültürden kastedilen ise din ağırlıklı bir kültürdür.
Geçmişte yerli malı kullanmanın faydalarını anlatan kampanyalarda da görüldüğü üzere, Türk toplumu yerli sözüne aşinadır ve paramızın dışarıya gitmesini önlemek amacıyla bu kavramı tutmuştur.. Ne var ki, küreselleşmenin getirdiği mal dolaşımının serbest bırakılması ve yayılması nedeniyle Türkiye’de yetişen bütün tarım ürünlerinin bile ithal edilmiş olanları marketleri kaplamış durumda.. Yerli otomobil, yerli uçak gibi sanayi ürünlerinde yol alınması memnuniyet verici ise de bunların teknolojileri başka ülkelerden alınmış durumdadır.. Fabrikalarının Türkiye’de bulunması ve mühendislerinin Türk olmaları onlara tam olarak millilik ve yerlilik kazandırmaz.
Kültür alanındaki milliliğe gelince, uzun bir tarihsel arka planı bulunan kültür varlıklarımızın milliliği daha çok kabul görüyor.. Önüne milli sözcüğü konulan pek çok kavram bunu gösterir.. Milli Eğitim, Milli Dil, Milli Kültür, Milli Oyunlar, Milli Mücadele, Milli Meclis, Milli Takım, Milli Devrim, Milli Gelir, Milli Güvenlik, Milli Marş, Milli Savunma, Milli İrade v.s.
Millilik ve onun başına getirilmesiyle oluşturulan bütün kavramlar, Fransız devriminin ürünüdür ve Türkçemize, 19. yüzyıldan başlayarak milletleşme sürecinde girmiştir.. Dolayısıyla kavramın aslı yerli değildir.. Millinin Türkçe karşılığı olan ulusal için de aynı şey söz konusudur.. Millet olunmadan milliden, ulus olmadan ulusaldan söz edilemez.