YILANIN BAŞINI, KÜÇÜKKEN EZMEK!

Suriye, sözün tam anlamıyla yabancı güçlerin işgali altında.ABD, Rusya, İran, IŞİD, YPG, PYD, PKK ve daha kimler, kimler var.

Suriye, sözün tam anlamıyla yabancı güçlerin işgali altında. ABD, Rusya, İran, IŞİD, YPG, PYD, PKK ve daha kimler, kimler var. Tabii, Türkiye olarak biz de mecburen bu oyuna katıldık. Çünkü oyun dışı kalsak, en büyük zararı biz görecektik. Bu ülkeyle olan sınırımızın uzunluğu tam 911 kilometredir. 1 metre sınırı bile olmayan ABD, Rusya, İran ve İsrail Suriye’de cirit atarlarken, en büyük zararı görmek riskiyle karşı karşıya olan Türkiye’nin kendi haklarını müdafaa amaçlı yaptığı harekatlar fazla mı görülüyor. Biz, Suriye’ye girmez ve sınırımızda bir

TERÖR KORİDORUNUN

oluşmasına müsaade edersek, başımıza büyük belâlar açmış olmaz mıyız.

(Yılanın başı küçükken ezilmeli)

şeklinde bir deyimimiz vardır. Bu deyimin anlamı büyüyeceği önceden belli olan tehlikelere işarettir. Düşman, güçlenip büyük zarar verecek duruma gelmeden etkisiz hale getirilmeli, başı ezilmelidir. Büyük zararlara yol açabilecek tehlikeleri önceden sezip gerekli önlemleri almak, söz konusu tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalışmak şarttır. İşte,  Türkiye olarak yaptığımız da budur.

Keşke meşru Suriye Devleti, bu işgalleri bertaraf edebilecek kabiliyette olsaydı da,  sınırımızda oluşan duruma müdahil olmak mecburiyetini hissetmeseydik. Bizim Suriye’den ne bir toprak talebimiz var, ne de petrolünü yağmalamak gibi bir derdimiz. Türkiye olarak kendi derdimize düşmüşüz. Çabamız, büyümeden yılanın başını ezmek içindir.

Sözün özü Fırat Kalkan harekatını da,

ZEYTİNDALI

harekatıyla hedef edindiğimiz  Afrin’i de işgal niyetiyle değil, sadece ve sadece sınırımızda bir

TERÖR KORİDORU

oluşmasını önlemek için gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan bakıldığında, Suriye’nin meşru rejiminin bize işgalci gözüyle değil, kurtarıcı olarak bakması ve teşekkür etmesi lâzım gelir…

“SENİN İÇİN DE SÖYLÜYORLAR!”

Siirt’te görev yapan Siirtli Müdür, yine Siirtli olan memurunu odasına çağırmış ve:

-Bak, senin hakkında çok şikâyetler var. Rüşvet aldığını, rüşvet vermeyen vatandaşların işlerini yapmadığını söylüyorlar. Kendine çeki düzen vermezsen, senin hakkında işlem yapmak zorunda kalacağım

demiş.

Bunun üzerine, memur pozisyonundaki Siirtli:

-İnanmayın efendim, inanmayın!

demiş.

Müdür:

-Nasıl inanmayayım, söylüyorlar işte. Bir değil, on değil, herkes söylüyor.

Müdürünün açıklarından ve su’istimallerinden haberdar olan, hatta onları belgeler halinde dosyalayarak, saklamış bulunan memur, gayet sakin bir sesle:

-Sizin için de aynı şeyleri söylüyorlar, hem de bunları söyleyenlerin ellerinde belgeleri varmış. İnanalım mı yani…

deyince, altı ıslak olan Müdür, aldığı bu kapalı tehdit üzerine, memurunun hazırlıklı olduğunu anlamış ve susmak zorunda kalmış…

Bakmadan Geçme