(ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM, ZALİMİ ASLA SEVMEM)

ABD, 13 Nisan'ı, 14 Nisan 2018'e bağlayan gece, halkı Müslüman ve komşu Suriye'yi füze yağmuruna tuttu.Gerekçe, kendi halkından olan, ancak yönetime muhalif halkına karşı kimyasal silah kullandığı iddiası!!! ABD, bu senaryoyu Irak'a düzenlediği ve 1,5 mil

ABD, 13 Nisan’ı, 14 Nisan 2018’e bağlayan gece, halkı Müslüman ve komşu Suriye’yi füze yağmuruna tuttu. Gerekçe, kendi halkından olan, ancak yönetime  muhalif halkına karşı kimyasal silah kullandığı iddiası!!!

ABD, bu senaryoyu Irak’a düzenlediği ve 1,5 milyon insanın katledildiği oyunda da oynamıştı. İş olup bittikten ve 1,5 milyon insan katledildikten sonra aynı

ABD (PARDON, YANILMIŞIZ, IRAK’TA KİMYASAL SİLAH YOKMUŞ)

demek hayâsızlığını göstermiştir. Şimdi, yine bu yutturmaca ile meşru ve bağımsız bir devlet olan Suriye Cumhuriyetine karşı aynı senaryoyu sahneye koymuştur. Belki 10, belki 20 yıl sonra yine

(PARDON)

diyecek ama iş işten geçmiş, yüzbinlerce insan katledilmiş, yerlerinden, yurtlarından edilmiş olacaklar.

Meşru Suriye Devletine karşı yaptığı bu hunharca saldırıyı kınayanlar yanında maalesef ABD’yi alkışlayanlar ve (geç kaldı) diyenler bile var. Hele yöneticileri durumunda oldukları Müslüman ülkeler adına bunu diyenlere hatırlatmak isteriz. ABD ve şer ortakları bu füze saldırısını neden 13 Nisan’ı, 14 Nisan 2018’e bağlayan gece gerçekleştirdiler. Bu gecenin, İslâm Âleminin mübarek kabul ettiği

Mİ’RAÇ KANDİLİ

olduğunu bilmiyorlardı da, tesadüfen mi oldu. Hatırlanacağı üzere, 2016 yılında İsrail de, o yılın mübarek

KAADİR GECESİNDE,

Gazze’ye saldırarak ölüm kusmuştu. Bugünlerin seçilmelerinin tesadüf olduğunu söylemek

SAFDİLLİKTİR.

Yahudiler olsun, Hıristiyanlar olsun, bilerek ve özellikle bu gibi saldırıları Müslümanların mübarek gecelerine denk getirmektedirler. Çünkü

YAHUDİ ZULMÜ ve HAÇLI ZİHNİYETİ

bunu gerektirmektedir.

Ayet-i Kerime’de mealen şöyle buyrulmaktadır:

(İnananlar, Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudur. Sizden kim onlarla dost olursa onlardan sayılır. ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez.)

Sonuç olarak, ABD, İngiltere ve Fransa’nın, Müslümanlarca mübarek kabul edilen

Mİ’RAÇ KANDİLİ

gecesinde, Suriye’yi

FÜZE YAĞMURUNA

tutmalarını alkışlayan

YAHUDİLERİ

ve

HIRİSTİYANLARI

anlıyoruz ama bu zulmüne destek çıkan sözde Müslümanları anlamakta zorlandığımızı, daha açık bir ifadeyle anlayamadığımızı söylemekte yarar görüyoruz ve bu gibilere İstiklâl Marşı Şairimiz Merhum

Mehmed Akif’in (ERSOY)

bir şiiriyle cevap vermek istiyoruz:

***

“Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..

- Boğamazsın ki!

- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.

Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;

Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...

İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?”

***

Hemen her konuşmalarında, Merhum Mehmed Akif’in şiirlerinden örnekler verenlerin acaba büyük Şairin bu şiirinden haberleri yok mu!!!

Bakmadan Geçme